Sosyal medya hesabından “15 Temmuz Karanlık Gece” başlığı ile açıklamasını yayınlayan Çakıroğlu, Türk Milletinin tarihindeki isyanları sıraladı. 
Çakıroğlu, “Türk tarihi ve devlet geleneği binlerce yıllık birikime sahip. Bu tarihi birikim aynı zamanda bakmasını-görmesini bilen, ders almak isteyenler için on binlerce ders, deneyim, tecrübe barındırıyor. Günümüz bilgi ve teknoloji çağı. Bir tık ile;
31 Mart Vakası
Celali İsyanları
Abaza İsyanları (1624, 1627)
Varvar Ali Paşa İsyanı (1647)
Banat İsyanı (1686)
Çiprovtsi Ayaklanması (1688)
Arabi Paşa Ayaklanması
Bab-ı Ali Baskını
Babanzade İsyanları
Patrona Halil İsyanı
Karpoş İsyanı (1689)
Kabakçı Mustafa İsyanı
Şeyh Bedrettin İsyanı
Nur Ali Halife İsyanı
Kürt isyanları...
O kadar fazla, o kadar ders niteliğinde ki. Şeyh Sait yakın tarihimizin önemli bir dersi. Peki tarih neden var, neden değerli? Ders almayacaksak, tarih neden var?
Ya 15 Temmuz...
40 yıl önce bağıra çağıra Devleti ele geçirme projeleri anlatan, bunun için insafsız ve acımasız olacağını ayan beyan bize sunan bir yapıya nasıl inandık ve devletin bütün kapılarını ardına kadar açtık? Bütün milli ve manevi değerleri bu yapının emrine amade ettik, ülke olarak neden ve nasıl gaflet uykusuna kapıldık? Herkesin, hepimizin kendine sorması gereken ve kendini sorgulaması gereken bir sona ülke giderken neden ülkeyi yöneten irade bu yapıya teslim olmuştu? Ülkenin birlik ve bütünlüğünün, bağımsızlığının teminatı olan Şanlı Ordumuza, Türk Silahlı Kuvvetlerimize bu yapı eliyle yapılan yıkım operasyonları da bizi kendimize getiremedi.15 Temmuz hain darbe girişimine giden sona uyanmamıza vesile olmadı. Maalesef yarınlar için yine ders olacak bir kalkışma tarihte yerini aldı. Millet olarak acı bir deneyim, Devlet olarak da hazin bir deneyim yaşadık. Peki bu kalkışma ile ilgili hem sebep-sonuç bağlamında hem de sorumluların hesap vermesi noktasında millet olarak tatmin olduk mu? Darbe kalkışması olduğu gece, sonraki gün ve daha sonraki süreç. Ortaya çıkan askerlerin, savunmasız erlerin dövülme görüntüleri, millet-ordu bütünlüğüne halel getirecek afişler. Karanlık geceyi daha da karartan, ürpertici dedikodular. Her yönüyle aydınlatılmayan, millet olarak aydınlatılmadığına inandığımız olayın hala Meclis Araştırma Komisyonunun düzenlediği rapora ve bu raporun sonuçlarına da vakıf değiliz.
Sonraki süreçte yapılan yargılamalar, kurulduğu iddia edilen borsalar, cadı avına dönen soruşturmalar, korku tüneline dönen süreç, tehdit aracı haline gelen gidişat. Bize göre önemsenmeyen masumiyet karinesi, geri dönülmez sonuçlar doğuran KHK'lar ve valiliklerde kurulan adeta yargı kararlarını idareye temyiz ettiren uygulamalar. Hepsi ele alınması gereken durumlardır. Bizim inancımızda bir mahsumun hakkına girmemek için gerekirse 50 suçluyu azletmek varken bugün bir suçluyu mahkum etmek için 50 mahsumun hakkına girebilecek bir anlayışa geldiysek bu da irdelenmelidir.
Peki bu olaydan ders aldık mı?
Tarikat, cemaat veya dernek adı altında yapılanan ve maalesef ciddi bir ekonomik güce ulaşan yapılar hakkında net bir tavrımız var mı? Olmalı ya da olması gereken bir tavır yok maalesef. Yine idame kültürü hakim. Boşalan alanı doldurma zihniyeti veya arzusu hem siyasette hem de bu yapılarda diri. Liyakatten soyutladığınız terfi ve atama sistemi militanizme katkı verir. Hak etmediği bir makama hak etmediği bir şekilde birini getirirseniz o kişiyi artık kendisini yücelten gücün militanı yaparsınız. Varlığını o gücün varlığına armağan görür, öyle düşünür. Bu bir yapının veya partinin güçlenmesi, devlet içinde devlet olması, paralel bir yapılanma oluşturması şeklinde karşımıza çıkar. Hepsi tehdittir, tehlikelidir. Devlet geleneğimize uygun değildir ve günümüzde Devletin Adamı titri yok oldu o cemaatin, bu derneğin, bu partinin veya şu faninin adamı, adamları anlayışı hakim oldu. İdare edilmeyen, istila edilen devlet kadroları, iktidar olan siyasetin geldiği çözülmenin, çözümsüzlüğün sebebidir.
Özetle bu Devlet bu Millet ne ihanetler gördü, darbeler, kalkışmalar...Ne badireler atlattı. Atlatacak da.
Ancak tarih ders alırsak var, vicdan ise adaleti hakim kılarsak, adaletle hükmedersek var olur.
Tekrar ve en güçlü şekilde 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını lanetliyorum. Millete ve Devlete kurşun sıkan bir zihniyeti, bu zihniyeti besleyen damarları lanetliyorum. Millet nazarında bu girişimin gerçek sorumlularının hesap vermesini, olayın her yönüyle aydınlatılmasını diliyorum.
Bu vesileyle, millet ve devlet olmamızın, kalmamızın müsebbibi olan bütün Şehitlerimize rahmet, tüm Gazilerimize de minnet diliyorum” ifadelerini kullandı.