Konuyla ilgili tepkilerini dile getiren Peyzaj Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Engin Aktaş, tarihi yapının avlusunda yapılan uygulamalarda yeşil kaybının gereksiz, yol genişliklerinin abartılı, uygulama işlerinin yapı tarihine uygunsuz yapıldığını öne sürdü.

Aktaş, 4000 bin yıllık tarihi olduğu tahmin edilen Trabzon’un geçmişte Doğu Roma İmparatorluğu, Trabzon Rum İmparatorluğu, Devleti Ali Osman ve Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük devletlere yurt olmuş pagan inanışı, hristiyanlık ve islam dinlerine mensup insanlara ev sahipliği yapan kadim bir şehir olduğunu hatırlattı. Bir kültür ve sanat kenti olarak isimlendirilen Trabzon denince akla sadece üç tane yapı geldiğini belirten Aktaş “Bunlar Sümela Manastırı, Ayasofya Camii ve Atatürk Köşkü’dür. Kommenos ailesinden 1. Manuel tarafından 1260 yılında yapımı tamamlanan Ayasofya Kilisesi (günümüzde Ayasofya camii) Trabzon denince akla gelen en önemli tarihi yapılardan biridir. Şehrimiz için bu kadar önemli ve saygıdeğer bir yapıya kent sakinlerinin, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınmadan ve hatalı olduğu fotoğraflardan dahi anlaşılan bir proje ile peyzaj uygulaması yapmak kente, kentin geçmişine, kentte yaşamış ve halen yaşayanlara saygısızlıktır. Bu uygulama 1958 yılında yolun darlığı gerekçe gösterilerek yıkılan ve kalıntıları bir kestane ağacının altına dökülen opera binasına yapılandan farksızdır” dedi.

“Her ne kadar proje sahasına girmemize izin verilmese de edindiğimiz fotoğraf ve videolardan yapılan yeşil kaybının gereksiz, yol genişliklerinin abartılı, uygulama işlerinin yapı tarihine uygunsuz yapıldığı görülmektedir” diyen Aktaş “Ayasofya camii restorasyon çalışması Mimarlar Odası Trabzon Şubesi tarafından iki kere mahkemeye verilmiş ve mahkeme iki kere inşaatın durdurulmasına karar vermiştir. Peyzaj uygulama projesinin Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Peyzaj Mimarları Odası Trabzon Şubesi dahil edilmeden, Trabzon’u ne kadar tanıdığı mesleğine ne kadar hakim olduğu bilinmeyen kişilerce hazırlanması ve alelacele uygulanmaya başlanmasının amacı anlaşılamamaktadır. Projenin yapının tarihine uygun ve en az zarar vererek yapılabilmesi için yapılan uygulamanın bir an önce durdurulmasını, hazırlanan projenin ve uygulamasına başlanan peyzaj uygulama işleri için oda olarak önerilerimizin alınmasını ve önerilerimize uygun olarak yapımın devam etmesini istiyor Trabzon kent yöneticilerini göreve davet ediyoruz. Ayrıca bundan sonra kamu kurumlarının yapacak olduğu tüm uygulamalarda Peyzaj Mimarları Odası Trabzon Şubesi olarak göreve talip olduğumuzu ve Trabzon'un için daha yaşanabilir bir kent olması açısından görüşlerimizin alınmadan uygulama yapılmamasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Valilik yapılan çalışmaları savunmuştu
Öte yandan Trabzon Valiliği basında yer alan bazı basın yayın kuruluşlarında ve sosyal medyada “Trabzon Ayasofya’nın bahçesi betonlaştı” başlıklı haberler ile ilgili geçtiğimiz günlerde açıklama yapmıştı. Valilik'ten yapılan yazılı açıklamada "Bazı basın yayın kuruluşlarında ve sosyal medyada 'Trabzon Ayasofya’nın bahçesi betonlaştı' başlıklı haberler yer almıştır. Haberlerde Ayasofya’nın bahçesinde 'beton'dan yapıldığı iddia edilen yürüme yolları, doğal taş malzemeden yapılmakta olup bu malzeme dünyanın her yerindeki restorasyonlarda kullanılmaktadır. Bununla birlikte Ayasofya çevresindeki yürüyüş yolları sadece 90 m2 lik bir metraj fazlasıyla yeniden düzenlenmektedir. Restorasyonla Ayasofya Camii çevresindeki yeşil alanların yok edildiği iddiası ise doğru değildir. Ayasofya çevresindeki yeşil alanlar korunmakta olup proje sonundaki bitkilendirme çalışmasıyla gerçek görüntü ortaya çıkmış olacaktır. Restorasyonla yapıda özgün cami kullanımı yeniden sağlanırken, önceki dönem izlerini barındıran tüm detaylar azami dikkatle korunmaktadır. Proje ve uygulaması Vakıflar Genel Müdürlüğünce alanının yetkin uzmanlarından oluşan danışma ve bilim kurullarının denetimi ve Trabzon Koruma Kurulunun onayı ile titizlikle sürdürülmektedir" denilmişti.
Trabzon’da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya Camisi’nde 2018 yılının Aralık ayında 56 yıl sonra restorasyon çalışmalarına başlanmıştı. Çalışmalar bittiğinde caminin ibadete açık alanında bulunan freskler, namaz vaktinde otomatik olarak örtüldükten sonra namaz bitiminde de tekrar ziyaretçilerin görselliğine sunulacak.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1461 yılında Trabzon’u fethinin ardından camiye dönüştürülen Ayasofya Camii, 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin işbirliği ile restore çalışmalarının ardından 1964 yılından sonra müze olarak hizmet vermeye başladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Ayasofya’nın müze olarak değil de cami olarak hizmet vermesi için açılan dava 2012 yılında sonuçlanarak, freskleri asma tavan ve perdelerle kapatılan Ayasofya 28 Haziran 2013 tarihinde uzun yıllardan sonra ilk kez namazın kılınmasıyla ibadete açıldı. 5 Temmuz 2013 tarihinde ilk cuma namazının kılınmasıyla resmen ibadete açılan Ayasofya, 56 yıl sonra restore edilmeye başlandı. Restore çalışmaları kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü Ayasofya’nın freskleri için uygun bir çözüm üreterek en az müdahale mantığıyla hat levhaları ve tablolar koyarak fresklerinin kapatılmasını sağladı. Yapı sağlığının sürekli olarak izlenmesi adına ise esere yerleştirilen ivmeölçerler yardımıyla gerçek zamanlı titreşim kayıtları alınarak oluşacak değişikliklerin izlenerek hasarların büyümeden önlen alınması hedeflendi. Planlanan bu sistem, bölgedeki tarihi eserlerdeki ilk uygulamaları olma özelliğini taşıyacak.