61 SAAT HABER SERVİSİ-

Atatürkçü Düşünce Derneği Trabzon Şubesi 26 Eylül Dil Bayramı sebebiyle Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantının ardından Türkçe tabela kullanan iş yerleri teker teker ziyaret edilerek teşekkür belgesi takdim edildi.

Toplantıda Atatürkçü Düşünce Derneği Trabzon Şubesi adına açıklamalarda bulunan Şube Başkanı Cemal Verep şu ifadeleri kullandı;

Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken iki sağlam temel belirlemiştir. Bunlar; dış siyasette “Bağımsızlık”, iç siyasette “Halkçılık”tır. Bu iki temel anayasamızda “Egemenlik ayıtsız şartsız milletindir” sözüyle yer almaktadır. Bir ulusun kayıtsız şartsız egemen olması ise siyasette, ekonomide, dilde bağımsız olması demektir.

İnsan topluluklarına ulus olma niteliği kazandıran en önemli öğe dildir. Onun bağımsız olması, düşüncelerin bağımsız olmasıdır. Bağımsız düşünebilen insanlardan oluşan bir ulus elbetteki sömürüye başkaldıran, özgürlüğe tutkun bir ulus olacaktır.

KONUNUN ÖNEMİNİ İYİ BİLMELİYİZ….

Bu konunun önemini çok iyi bilen Atamız “Bağımsızlığını ve istikbalini kazanmış olan Türk Milleti dilini de yabanı dillerin boyundurluğundan kurtaracaktır.” Der. Der ve bu konuda önderlik de yapar. Türk Dil Kurumu onun bu düşüncesinin ürünüdür. Bu emanete şimdilik ihanet edilmiş olsa bile gerçek değişmez. Türk dili, Atatürk’ün hayretleriyle bu günlere gelebilmiştir.

KÜLTÜRÜMÜZÜN TEMELİ DİLDİR

Emperyalizm etki ve egemenlik altına almak istediği ülkeleri her türlü duygu, düşünce, kültür, dil, sanat, yaşayış öğelerinden oluşan kültürünü etki altına almaya çalışır. Bunu yoğun olarak ülkemizde de görmekteyiz. 

Kültürümüzün temeli dildir. Dilini yitiren; kültürünü, kimliğini de yitirir. Herhalde hepimizi rahatsız etmektedir: artık caddelerimizde büyük, küçük tüm alışveriş yerler yabancı, çoğunlukla İngilizce adlar taşımaktadır. Bun bir de son yıllarda büyük bir sorumsuzlukla Arapça yazı ve tabelalar eklenmiştir.

DÜZENLEMELER YAPILMALI

Devlerler ulusal dilleriyle vardır. Bir ülkeyi, silahsız süngüsüz ele geçirmenin yolunun, o ülke insanındaki dil ve tarih bilincini, ulusal yargı birliğini, ulusal ekonomi anlayışını yok ettikten sonra açılacağını artık anlamalıyız. Dilimizdeki ve bununla birlikte kültürümüzdeki yozlaşmaya karşı mücadele bu ülkedeki her siyasetçinin, dil bilimcinin, her eğitimcinin, her basın mensubunun, her demokratik kitle örgütünün her işyeri sahibinin başta gelen görevi olmalıdır. Dilimizi etkileyen başta kitle iletişim araçlarının, alışveriş merkezlerinin ve diğer ticari  kuruluşlarının isimlerinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Atatürkçü Düşünce Derneği Trabzon Şubesi olarak dilimiz, dolayısıyla geleceğimiz için önemli gördüğü bu konuda herkesi sorumluluk olamaya davet ediyoruz. 1932 yılında ilk Türk Dil Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül “Dil Bayramı” Türk Ulusuna kutlu olsun.