Demokrasi güzel şeydir. Demokrasiyle birlikte birey olarak birçok hak ve özgürlüğe sahibiz.

Düşünce ve kanaat özgürlüğü sadece bunlardan biri.  İyi de bu özgürlüklerin sınırları nereye kadardır? Sınırları yok mudur? Aynı zamanda siyasi partiler de demokrasimizin olmazsa olmazlarındandır. Fakat birileri siyaseti bölücülük için, hainlik için yapıyorsa bunun adına demokrasi denmez.

Bunu yapan kişi de yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı zırhıyla korunuyorsa bunda da bir yanlışlık var demektir. Bugün ülkemizde demokrasi kuralları içerisinde faaliyetlerde bulunması gereken HDP; demokrasi adı altında her türlü bölücülük hainlik hatta ve hatta ajanlık faaliyetlerinde bulunabiliyor.

Her fırsatta ülkesini başka ülkelere aslı olmayan şeylerle şikâyet eden bu malum parti, yabancı silahlı güçlerin ülkemize müdahale etmesini isteyecek kadar da ileri gidebiliyor. Dünyada demokrasiyle idare edilen hiçbir ülke, vatandaşlarının bir terör örgütü tarafından terörize edilmesine, saldırıya uğramasına, evinin barkının işgal edilmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke, ne adına olursa olsun sokaklarında hendek kazılmasına izin vermez.

Hiçbir ülke, bir terör örgütünün siyasi hesapları nedeniyle toplum içerisine husumet tohumları ekmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke, hiçbir toplum; terör, şiddet, siyasi hoyratlık ve şehir eşkıyalığı yaparak mevzi kazanmaya çalışan terör örgütlerine ve onların siyasi uzantılarına izin vermez. Hiçbir demokratik ülke okullarının yakılmasına, hastanelerinin kurşunlanmasına, ambulanslarının gasp edilmesine izin vermez. Ayrıca bu yapılanlar ne adına, kimler adına yapılıyor. Eğer bu terör örgütünün ve sözcülerinin iddiaları şuysa; “Kürt vatandaşlarının haklarının savunuyoruz.” O zaman bu ülkeye ait olmayan bu hinlere şu soruları sormamız gerekir.

Neden bu bölgeden terör yüzünden göç etmek zorunda kalan Kürt vatandaşlarımız, Kuzey Irak’ı, Suriye’yi değil de Türkiye’nin batı illerini tercih ediyor? Hani Türk Devleti, Kürt vatandaşlarını katlediyordu. Peki, bu Kürt vatandaşlarımız kendilerini koruyan, onların sözde hakları için mücadele eden terör örgütüne ve onun siyasi uzantılarına değil de kendilerini katleden(!) Türkiye Cumhuriyeti devletine sığınıyor. Bunu neyle izah edeceksiniz.  Ey fırıldak Selo! Ey fırıldak terör örgütü sözcüleri! Bunu neden hiç düşünmediniz. Şiddet uygulayarak, tahrik ederek, kan dökerek, hainlik ve ajanlık yaparak bu milletin sabrını mı ölçüyorsunuz? Bütün bu tahriklere, tehditlere, bölücü söylemlere rağmen nerede yetkililer?

Nerede,  bu partiye kanunlar içerisinde haddini bildirecek, ülkemizin Anayasasını hatırlatacaklar. Hukuk, bu ülkede herkes için eşit olmalıdır. Bu hainlerin yaptıklarına kimse siyaset diyemez, hak aramak diyemez. Kimse bu yapılanlara demokrasi diyemez. Kaldırın şu hainlerin dokunulmazlığını. Adalet önünde hesap versinler. Bu dokunulmazlık kılıfıyla nereye kadar.