Okulların açılmasına az bir süre kala, kayıt heyecanı yaşayan öğrenci velileri, bu yıl da bağış adı altındaki kayıt ücreti krizleriyle örselemekte.

Kamuda senelerdir çözülemeyen sorunla ilgili olarak, bakanından valisine, kaymakamından il milli eğitim müdürlerine kadar tüm yetkili ağızlardan “Olmaz öyle şey!” nidaları yükselirken…

Bazı okul yöneticilerince adeta zorunlu hale getirilen ‘kayıt ücreti’ adı altındaki el açmalar, aleni rüşvet söylentileriyle sahada karşılık bulmakta.

Hiçbir yasal dayanağı olmayan…

Ve bilhassa, istikbali hukuksuzluğun elinde oyuncak edilen öğrencilerle birlikte, velilerin de huzursuz olmasına neden olan bu yakışıksız iddialarla ilgili olarak, Trabzon’da yaşayan bir okurumuzun gönderdiği çığlık çığlığa maili özetleyerek paylaşmak isteriz.

İddia o ki;

Evladını geçtiğimiz günlerde adrese dayalı sistemin yönlendirmesiyle Ortahisar İlçesi’ndeki bir ilköğretim okuluna kayıt ettirmeye giden öğrenci velisinden, adı bizde saklı okul müdürü bağış kılıfıyla kayıt ücreti talep etmiş.

Asgari ücretli çalışan olduğunu özellikle belirten bahse konu okurumuzun verdiği bilgiler bu kadarla sınırlı değil!

Çocuğunun standart sınıfa kaydı için 400 TL, özellikli sınıfa kaydı için 5 bin TL ödeme yapması istenen velinin haklı çıkışına istinaden kendisine, bağış miktarının okul aile birliği tarafından belirlendiği ve işlemin makbuzla resmiyet kazandığı bilgisi verilmiş.

Belirtmek isteriz ki;

Yaşanan bu diyaloğa istinaden boynu bükük halde okuldan ayrılan bahse konu okurumuzun vicdanları yaralayan bu muameleyle muhatap edilmesi, hiçbir makamın tasarrufu ve gerekçesi ile örtbas edilemez.

Hele ki, Anayasa’nın ilgili (MADDE 42) maddesinde “Temel eğitimin ilk kademesi olan ilköğretim, öğrenim çağındaki kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve temel ve orta eğitim Devlet okullarında parasızdır.” Hükmü yer alırken.

Derdimiz, ne eğitim öğretim gibi hassas bir alanın bu tür iddialarla yıpratılması…

Ne de ülke geleceğinin inşasında görevlerini tam manasıyla yerine getiren vatansever okul idarecilerimizin, kazara göreve gelmiş üç-beş kendini bilmezin eğitimi gölgeleyen olumsuz eylemleriyle lekelenmesidir.

Gayemiz milli diyerek elbirliğiyle sahiplendiğimiz eğitim sektöründe;

İyinin kötüden…

Doğrunun yanlıştan ayıklanmasıdır.

Unutmadan!

Olur da, güçlü Türkiye vizyonunu sekteye uğratan bu ‘karaborsa bağışlar’dan etkili yetkililer hesap sormak ister…

O vakit, Trabzon’daki eğitimi eğitimsiz hale getiren kişi ve kurumları açıklamaktan imtina etmeyiz!