Bir Süleyman Hurma, koca Trabzonspor camiasını parmağında oynatıyor. İstediği teknik direktörü gönderiyor; başkan ona teslim, getirdiği teknik direktör onsuz oyuncu değiştiremiyor.
Kulübün mali bilançosu elinde; işaret ettiği futbolcuyu omuzlarda taşıtıyor, burun kıvırdığı kapıdan içeri giremiyor.
Bakmayın Sportif Direktör demelerine, sıfatı biraz uzun: Başkandan sonraki yetkili idareci, teknik direktörden önceki direktör…
*
Gel gör ki; Hurma’nın, ihtiyaçtan ziyade ‘tek adamlık’ adına, kendisine yakın oyunculardan oluşturmaya çalıştığı kadro, dişleri çekilmiş aslan olan Galatasaray karşısında tam çuvalladı.
Dile kolay; şampiyonluğa giden Trabzonspor’un 18 kişilik kadrosunda, orijinal solbek oyuncusu yok!
İster çaresizlik deyin, ister rezillik…
Devşirme solbek Constant’ın sakatlanmasının ardından, bugüne kadar sol taraftan taç dahi atmamış Cavanda’nın Galatasaray maçının bir bölümünde sol bek oynama saçmalığının sebebi Şota değil, geldiği günden bu yana ‘ben merkezli’ hareket eden Süleyman Hurma’nın solbek mevkîni kafasına göre modifiye etmesidir.
Constant başından beri sırıtıyor, Yusuf, o mevki için facia…
Solbek oynayabilen Mustafa Akbaş, Hurma’nın kıyağıyla Kayseri’ye bedava gönderildi.
Musa Nizam ve İshak, Hurma tarafından müebbet tribün cezasına çarptırıldı.
Alper, Hurma’nın torpiliyle transfer edildi…
*
Alper? 
Hurma, daha düne kadar el ele kümeye gittiği bu adamı, şampiyon olacak takımın solbeki diye yutturmaya kalktı, buna kendisi de inanmadı. Yaptığı torpille kaldı. 
Trabzonspor’u rüyasında dahi göremeyecek Alper, Galatasaray karşısında olacağı en makul yerde, tribünde oldu.
*
Sorun, Alper’in 18 kişilik kadroda olmaması değil… Sorun güya şampiyonluğa giden Trabzonspor’un sol bekinin olmamasında.
Ve bu sorun yumağının ucunda asılı duran ‘kanatsız tablo’ da gösteriyor ki, kulübün üzerindeki dozerin direksiyonuna Hurma geçmiş.
Kepçenin ucunda ise Hacıosmanoğlu ve Şota var.
İyi yolculuklar.

Bak Mustafa Yumlu kardeş…

Geçtiğimiz sezon Mustafa Yumlu’dan kaptanlığın alınması, şeklen yanlıştı ama karar doğruydu. 
Mustafa, Hurma’nın bahsettiği, ‘Trabzonspor’da 5 ayrı grup var’ söylemi paralelinde Onur’la birlikte hareket edenlerden.
Hele bir bak Mustafa;
Kaptanlık kolundan alındığında, ‘nasıl alırlar’ diye isyan ettin, ‘neden aldılar’ diye hiç düşünmedin.
İlkeli ol, ilkelerine sımsıkı sarıl; birilerini örnek al ama birilerinin tekelinde olma.
Duruşun olsun, taviz verme.
Güçlü ol, güçlü kal ve sadece işini yap.
Haaa unutmadan…
Bir daha da sakın şuttan kaçma!
Sana güveniyoruz.

Tuchel direkten dönmüş!

Tuchel’i tanır mısınız? Hani şu; Jürgen Klopp’un ardından Dortmund’un başına geçip, 11 maçta 11 galibiyet alan teknik direktör.
Bu Alman, çok farklı bir adam. Onu meta ile satın alamazsınız. Kendisine teklif yapan kulübün ait olduğu ülke ve şehir tarihini araştırır, kulübün yönetim tarzını sorup soruşturur.
Dünyadaki hemen hemen tüm antrenman metotlarına hakim, işkolik bir adam.
Tuchel, Hamza Hamzaoğlu öncesi Galatasaray’ın kendisine yaptığı teklifi direkt reddetmiş ancak Vahid Halilhodzic sonrası kendisine talip olan Trabzonspor için detaylı bir rapor istemiş.
Şehrin futbolda yaptığı devrimden ve şehrin futbola olan ilgisinden etkilenmiş ancak kulübün yönetim tarzı uzaklaştırmış onu Trabzonspor’dan.
Anlayacağınız, tüm dünyanın şu sıralar konuştuğu teknik adam, Trabzonspor’da direkten dönmüş!