Geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen EMITT fuarında şehrimizden katılım sağlayan heyecanlı bir kitle vardı.
Trabzon; İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü organizasyonu ile fuara katılım sağladı.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TTSO ve Uzungöl Turizm Derneği’nin katkıları ile hayat bulan stantta, şehrimiz turizmcilerinin yoğunluğu ve heyecanları dikkat çekiciydi.
Bölgemizden Rize ve Bayburt’un da katılım sağladığı fuarda bölge illerimizin stantlarının yoğunluğu dikkat çekici oldu.
Şehirleri adına katılımı organize eden Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Tamer Erdoğan, Bayburt İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Bekir Kurtoğlu ve Rize İl Kültür ve Turizm Müdürü V. Sayın Bayram Yığcı bölge turizminin tanıtılması adına gösterdikleri gayretler için kocaman bir teşekkürü hak etmektedirler.
Kendi stantları ile fuarda yer alan Trabzon menşeli Alya Turizm ve Hafsa Turizm’de cesaretleri ve şehir turizmi adına gösterdikleri gayretten dolayı teşekkürü hak eden firmalar oldular.
Bir teşekkürü de EMITT hak etti!
Çünkü EMITT turizmcileri gerçeklerle yüzleştirmek için elinden gelen gayreti sarfetti ve katılımcılarına “nerede o eski fuarlar” dedirtti.
Şöyle ki; önceki yıllarda yüzlerce acente ve otelin katılım sağladığı 10-12 salonluk fuar gitmiş; yerine illerin, ilçelerin doldurduğu 3 salon kalmıştı.
2-3 günde gezip bitiremediğimiz fuar gitmiş yerine 1 günde gezilen bir fuar kalmıştı.
Önceki yıllarda davetiyesiz ziyaretçilerin ücret ödeyip girdiği fuar gitmiş yerine ne olursan ol gel denen bir fuar kalmıştı.
Yani EMITT 2024 yılında katılımcıların gayret ve heyecanlarının altında ezildi, katılımcıları tanıtım araçlarını tekrar gözden geçirmeleri yönünde uyardı.
********
Bu yılki fuarın değinmeden geçemeyeceğim bir de olumlu yönü vardı.
Fuar bu yıl katılımcılarına adeta ders verdi.
3 salondan oluşan fuarda online firmalar dikkat çekiciydi.
Bir tane oteli, bir tane arabası veya bir tane uçağı olmayan ancak otellerden, uçak firmalarından araç kiralama firmalarından daha çok para kazanan online firmalar…
Dijital çağa ayak uyduran, yatırımlarını teknolojiye-reklama yapan ve kısa sürede marka değeri yükselen bu firmalar bu yıl fuarda adeta şov yaptılar.
Bu firmaları bir araya toplayan EMITT katılımcılara dijital çağa ayak uydurmaları gerektiği konusunda ve turizmde dijitalleşmenin önemi konusunda ders vermiş oldu.
******
Fuardan, tanıtımdan, turizmden dijitalden bahsederken yıllardır yapımı devam eden fuar merkezimiz geldi aklıma.
Öyle ki TTSO eski başkanı Sayın Suat Hacısalihoğlu’nun 4 yıl önce ‘’tamamlanmak üzere’’diye müjdelediği bu yapının halen daha bitmeyişi ve hizmete açılmayışını bir Trabzonlu olarak anlamlandıramıyorum.
Turizmci, STK Başkanı veya köşe yazarı kimliğimle demiyorum, Trabzonlu kimliğimle diyorum çünkü o binanın atıl vaziyette durması turizmciye değil tüm Trabzon’a zarar vermektedir.
Geçenlerde önünden geçerken dikkatle bakmıştım!
Kendi kendime “bu binayı acaba sadece ben mi görüyorum” diye sormuştum?
İki vali, iki belediye başkanı, onlarca milletvekili eskiten bu binanın bitmeyişini ve yüklenicisine bir yaptırım uygulanmayışını anlayamıyorum.
İstanbul havaalanının 5 yılda, Zigana tünelinin ve Marmaray’ın 7 yılda bittiği bir ülkede Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım:
Bu inşaatın sahibini tanımam, inşaatla ilgili karar vericileri bilmem, arsanın sahibini ve anlaşmanın detaylarını da bilmem.
Bilmem ama konuşurum.
Kendi reklamımı yapmak, binanın popülaritesinden faydalanmak, muhalefet etmek için der millet ancak ben dilsiz şeytan olmamak için konuşurum.
Bir şey bilirim o da bitmeyen inşaatın şehrin ekmeği ile oynadığı gerçeğidir!
O inşaat;
· Otelcinin, acentecinin, restorancının, araç kiralama firmalarının kısacası turizmcilerin ve turizmi doğrudan etkileyen 50’i aşkın sektörün ekmeği ile oynamaktadır.
· Bahse konu işletmelerde oluşacak ilave istihdamı engelleyerek, binlerce gencin işsiz kalmasına sebep olmaktadır.
· Şehirde turizm sezonunun uzamasını engellemektedir.
· Bölgenin fuar ve kongre turizminde gelişmesini engellemektedir.
· Kamu kaynaklarının israfına sebep olmaktadır.
Kıymetli okurlarım yazının bu bölümünü okuyunca eminim ki “Cumhurbaşkanının işi yok bu binayla mı uğraşsın, Cumhurbaşkanı bunu da mı yapsın” diyorsunuzdur?
Bu soruyu kendinize ya da bana değil, bu mağduriyet karşısında sebepsiz sessiz kalanlara sormalısınız?
Kalın sağlıcakla…
