Evlerimizin içinde stratejik bir öneme sahip olan misafir odalarımız, ev sahipleri gibi, misafirler içinde çok şey ifade eden önemli yerlerdi. Şimdilerde unutulmaya yüz tutulmuş olsa da, ne güzel bir gelenekti, misafir odaları.

Misafir odalarına öyle canınızın istediği saatte de girip çıkamazdınız.

Genelde kilitli olurlardı.

Evlerin en güzel odası (genelde salonlar) misafir odaları diye ayrılır, her an için misafir gelebilir diye düzenli olarak hazırlanır, kapıları kilitlenir ve evdeki çocukların bu odaya girmesine müsaade edilmezdi.

Çocuk olarak hepimizin anılarında yer edinen misafir odasına girilmez, orası misafirler içindir söyleminin bizlerde bıraktığı izleri unutmayanlarımız çoktur.

Önceleri çocuk aklımızla misafir odası denilen evimizin en güzel odasının kilitli olmasına çok akıl erdiremezsek de, oraya gizli gizli girmenin hesabını yapmaktan da çekinmezdik.

Adı üzerinde, misafir odalarında, yatılı veyahut günlük gelecek misafirler için her şey hazırdı.

Yatıya kalacak misafirlere, misafir odasına bitişik yan odada,

En az iki tane çift kişilik yer yatağı, iki adet bir yastıkta kocayın yastığından oluşan, kenarları el emeği göz nuru ile işlenmiş dantelli, fistolu yastıklar ve yün yorganlar, çeyiz sandığının üzerinde istiflenmiş bir şekilde her an için gelebilecek olan misafirler için hazır bekletilirdi.

Misafir odaları bir evin resmen stüdyosu gibiydi.

Aslan bacaklı ahşap sandalyeler, zigonlar ve orta sehpalar üzerine konulan balık figürlü cam eşyalar.

O zamanın modası camekanlı renkli vitrinler ve içlerinde evimizin en güzel, en değerli eşyaları, (O yıllarda aileler kalabalıktı, her şeyin eksiksiz tam olmalıydı)

36 parça yemek, çatal, bıçak ve servis takımları. Renkli kahve bardakları, Dantelli altlıklarıyla Kristal su bardakları, Çiçek desenli çay bardakları, Gümüşden çay kaşıkları, Kristal şekerlikle ve peçeteler,

(Peçetelerde şimdiki gibi kağıt değil, el emeği göz nuruyla işlenmiş desenli bez peçetelerdi.)

Kadifeden, masa ve sehpa örtüleri, Klasik tarzda ahşap mobilya takımı, verniklenmiş ahşap bir zemin( o yıllar henüz laminet parkeler yoktu) ve üzerine sadece misafirlerin basabileceği kıymetli halılar. Perdeler de o yıllarda çok moda olan kadifeden, renkli sinema perdeleri gibiydi. Perdeleri açarken resmen bir gong sesimiz eksikti.

O yıllarda evlerde bir de soba kültürü vardı, kışın gelen misafirleride ağırlaması çok zordu. Normal günlük odalarda kullandığımız odun ve kömür sobalarının yanında, misafir odası için o yıllarda çok moda olan, daha pratik yanabilen anında ısı verebilen,kokusu haricinde, fazla zahmetli, teferruatlı, olmayan gaz sobaları kurulurdu.

Vitrinlerin hemen yanında da o yıllar yine çok moda olan amerikan barlar ve duvarları süsleyen ev halkının büyüklerinin fotoğrafları.

Kahve içen kızlar desenli ve ceylan figürlü veyahut manzaralı duvar halıları, en çok bilinenlerindendi . Yok, yok dercesine, meğerse ne kadarda teferruatlıymış misafir odaları,

Öyleydiler hakikaten.

Misafir odalarının düzenli ve bakımlı her an için misafire hazır ve kapıları kilitli bekletilmeleri misafire olan saygıdan kaynaklanan bir geleneğimizdi.

Şimdilerde kaybolmaya yüz tutsada (Z) kuşağı bunları bilmesede bizim için çok önemli ve değerliydiler.

O yıllar misafirliğe gidilirken de bakımlı ve özenli olmaya dikkat edilirdi.

Şimdiki gibi yırtık kotla, vücudunun her tarafına yaptırılan, ne anlam ifade ettikleri bir türlü anlaşılamayan dövmelerini göstermeye gider gibi ve de günlük kıyafetlerle misafirliğe gidilmezdi.

Misafire, misafir terliği de adettendi, usuldendi.

Her şeyin bir usulü ve adabı vardı, o usul ve adab yaşantımızın ve hayatımızın bir parçasıydı.

Öyle gördük öyle yetiştik.

Tembihlerle büyüdük. O günlerden bu günlere çok şey değişse de, içimizden gelen samimi duygularla, misafir ağırlama hürmetini ve saygısını hiçbir zaman kaybetmedik.

İnsanların, sadece günü kurtarmak için değil, gelen misafirlerin anılarında iz bırakabilmek içinde, saygılı, hürmetli ve kibar olmaları gerekirdi.

Laflar kelimeler özenle seçilir ve hal hatır sorulmakla başlayan sohbetler, giderken de misafir uğurlama seronomesinde genelde kapı eşiğinde akşamın özeti yapılmadan, Allahaısmarladık denilmezdi.

Özellikle bayanların, giderayak kapı eşiğinde konuşmayı çok sever halleri hiç değişmez ve sonunda da karşılıklı sizde gelin, bize de bekleriz unutmayın tembihleri hiç bitmezdi.

O günleri yaşayan nesiller için

Güzel ve anlamlı günlerdi, o günler.

Misafirlerini en iyi şekilde ağırlamayı bilen, elinden geldiğinden fazlasını yapmaktan çekinmeyen, gönlü zengin, yüreği güzel misafirperver insanlarımıza, Selam ve saygılarımla.