Samsun’un Vezirköprü ilçesinde ilçeye özgü, tescilli ve şehrin simgesi haline gelen "yassı semaveri" yapan sadece 2 usta kaldı. Ustalar, günde yaptıkları beşer semaver ile mesleğin yok olmaması için teknolojiye direniyor.

Türkler binlerce yıldır çeşitli ot ve ağaç yapraklarından kimi zaman sütle kimi zaman başka çeşniler de katarak ama özellikle suda kaynatarak elde ettikleri çayı içiyorlardı. Çay kültürünün ayrılmaz bir parçası haline dönüşen semaver ise 18. yüzyıldan itibaren görülmeye başlandı. Semaver, Anadolu’ya göç eden Tatarlar sayesinde de özellikle Vezirköprü ve Havza civarında kendine yeni bir vatan edinmiş oldu. Vezirköprü’de semaverler yassı tip olarak yapılıyor. Yuvarlak tipli semaverler ise Rus tipi semaver olarak biliniyor. Semavercilerin el işi ve göz nuruyla ince ince işlediği semaverler daha çok galvanizli sac, bakır ve pirinçten üretiliyor. Ancak ilçede bir zamanlar onlarca olan semaver ustası günümüzde sadece 2 tane kaldı. Bir kültürün son üreticileri, makineleşmeye geçilmediği takdirde teknolojiye yenik düşeceklerini söyledi.

“TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞÜYORUZ, BİZ DE SEMAVER YAPIMINI BIRAKINCA BU İŞ BİTECEK”

20 yıldır Vezirköprü’ye özgü semaver üreten 2 ustadan biri olan 35 yaşındaki Sebahattin Aktaş, “Vezirköprü semaveri, diğer semaverlerden farklı olarak yuvarlak değil, yassıdır. Kalaycı sazdan yapılır, çabuk kaynar, hafiftir ve taşıması kolaydır. Tamamen el işçiliğiyle yapılıyor. Semaver, kalaydan yapıldığı için suyun kirecini alarak suyu yumuşatır. Kalayın kokusu da suya geçtiğinden diğer semaverlere nazaran yüzde 80 oranında daha lezzetli çay yapılır. Vatandaşlar, bu semaveri içinde su bırakıldığında çabuk eskidiği için pek tercih etmiyor. Çelik ve uzun ömürlü olan yuvarlak semaveri daha çok tercih ediyorlar. Ama lezzetli çay içmek isteyenler bu semaveri tercih ederler. Yassı semaverde su kaynama vakti 10 dakikayı geçmez. Vezirköprü semaveri yassı olduğundan suyu eşit şekilde gövdeye dağıtıyor, bacası alt taraftan ucuna doğru daraldığı için de suyun çabuk kaynamasını sağlıyor. Diğer yuvarlak semaverler ise ortalama 25 dakikada kaynıyor. Vezirköprü semaverini yapan sadece 2 usta kaldık. Önceden 35 usta vardı. Ustaların çoğu emekli oldu ya da rahmetli oldu. Bu semaver 30’dan fazla parçadan yapılıp, tamamen el işçiliği olduğu için çırak da yetişmiyor. Bizden başka usta yok. Biz de çok fazla bir hizmet veremiyoruz. Günde 5 semaver anca yapabiliyoruz. Meslek bitmek üzere. Diğer zanaat dallarında da durum böyle. Teknolojiye yenik düşüyoruz. Biz de semaver yapımını bırakınca bu iş bitecek” dedi.

“VEZİRKÖPRÜ YASSI SEMAVERİNİN DEVAMI İÇİN MAKİNELEŞME ŞART”

Yassı semaver kültürünün devam için makineleşmenin şart olduğunu belirten Vezirköprü Belediye Başkanı İbrahim Sadık Edis, “Önceden Vezirköprü Bedesteni’nde herkes Vezirköprü yassı semaveri yapıyordu. El imalatı olduğu için insanlar bunları imal etmede zorlanıyorlardı. Bunun için makineleşme gerekiyor. Diğer yuvarlak semaverlerde makineleşme gerçekleşti. İnşallah ilerleyen günlerde bu Ortak Kullanım Atölyesini kurup, makineleşmeyi de ilçemize kazandırmak istiyoruz. Bir semaver ustası akşama kadar çalışsa 5 adet semaver anca imal ediyor. Bunu makineleştirebilirsek, günlük 200’e yakın semaveri imal edebiliriz. Bugün 5 semaveri parayla sattığınız zaman zaten maliyeti, malzeme bedeli, işçiliğini düşündüğünüzde ekonomik olarak bir sonuç ortaya çıkmıyor. Ama makineleşip, insanların kullanımına daha seri bir şekilde sunduğunuz zaman hem insanların kullanımı çoğalır hem de ekonomik olarak ilçe halkımız daha güçlü hale gelir” diye konuştu.

Yüzde 80’i semaver satıcısından oluşan tarihi bedestendeki esnaflar yassı semaverin neslinin tükenme noktasında olduğunu ifade ederek, üretim yapan son 2 ustanın da günde 5 tane semaver yapabildiğini söylediler.

Vezirköprü ’yassı semaveri’ 299 sayılı kararla mahreç türünde coğrafi işaret olarak tescillenmişti.

(Erdi Demür-Adnan Acı/İHA)