Gazeteci Sedef Kabaş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’na yönelik “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme” suçlarından yargılandığı davada beraat etti.
17 Aralık soruşturmasına ilişkin attığı bir tweet kapsamında, gazeteci Sedef Kabaş hakkında “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef göstermek ve tehdit” suçlamalarından 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, mahkeme dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermişti.
İstanbul 13’üncü ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık Sedef Kabaş Yirmibeşoğlu ve avukatları ile hazır bulunurken, müşteki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nu avukatı Cihan Köse temsil etti. Gazeteciler Zafer Arapkirli, Ceyda Karan, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdulhamit Bilici de Kabaş’a destek için duruşma salonundaydı.
Duruşmanın başlamasının ardından Sanık Sedef Kabaş, 9 sayfalık yazılı savunmasını mahkeme heyetine okudu. Kabaş, 19 Kasım 2014’te tarihinde suç konusu tweeti attığını belirterek, “Hadi Salihoğlu’nun, 1996-2003 yılları arasında DGM savcısı olduğundan bahsediliyor. Ancak b u görevi 12 yıl önce son bulmuş. Hadi Salihoğlu, bugün Cumhuriyet Savcısı. Kendisi terör dahil pek çok soruşturmakla sorumlu ancak 12 yıl öncesinde olduğu gibi artık terörle mücadelede görevi yok” dedi.

“HAKKIMDA CEZA VERİLİRSE ERTELENMESİN”
Kabaş, başsavcı Salihoğlu’nun geçtiğimiz haftalarda adliyede şehitler için saygı töreninde yaptığı konuşmada kullandığı “60 yaşında çağırsınlar savaşa giderim” sözünü de eleştirdi. Kabaş, “Asla unutmayın” sözünün tehdit ve hedef göstermek suçları kapsamına giremez. Ben asla unutmayın demeye devam edeceğim. Bu karanlıkları unutursak, çocuklarımıza aydınlık yarınlar bırakamayız” ifadelerini kullandı. Kabaş, davanın bitmesi halinde ceza alırsa bu cezasının kesinlikle ertelenmesini istemediğini belirtti.

"O TWEETTE TEHDİT VE HEDEF GÖSTERME YOK"
Sanığın savunmasının ardından söz alan avukatı Sevgi Kalan, müvekkilinin attığı tweet ile müştekinin iç huzurunu bozmaya ilişkin tehdit unsurları olmadığını söyledi. Sanık Kabaş’ın diğer avukatı Ali Deniz Ceylan, müvekkilinin Twitter hesabından yazdığı iletinin kamu yararına olduğunu savunarak, gazetecilerin toplumla ilgili haber ve yorumda bulunma hakları olduğunu belirtti.
Şikayetçi Salihoğlu’nun avukatı ie, Kabaş’ın yaptığı savunmada çoğunlukla 17 Aralık soruşturmasından bahsettiğini söyleyerek, sanığın cezalandırılmasını istedi.

İKİ SUÇTAN DA AYRI AYRI BERAAT ETTİ
Savunmaların ardından savcı mütalaasını açıkladı. Duruşma savcısı Abdullah Mirza Coşkun mütalaasında, sanık Kabaş’ın attığı tweetle şikayetçi Salihoğlu’na karşı hedef gösterme ve suç kastıyla hareket etmek gibi olgular bulunmadığını belirtti. Sanığın Twitter üzerinden kullandığı cümledeki kelimelerin herhangi bir suç unsuru oluşturmadığını kaydeden savcı Coşkun, sanığın iki suçtan da beraatini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Sedef Kabaş’ın “tehdit” ve “Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme” suçlarından ayrı ayrı beraatine hükmetti.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA GERGİNLİĞİ YAŞANDI
Sedef Kabaş, duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapmak istedi. Güvenlik güçlerinin adliye önünde basın açıklaması yapılamayacağı uyarısı üzerine, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş tepki gösterdi. Yarkadaş, milletvekili olduğu için kendisine müdahale edilemeyeceğini, açıklamayı burada yapacaklarını belirtti. Kısa süreli bir gerginliğin ardından Kabaş, kendi açıklamasını adliye karşısındaki meydanda yapacağını söyledi. Bunun üzerine Kabaş ile birlikte bulunan grup meydana çıktı.

“BUGÜN ÇOK GÜZEL BİR GÜN”
Kabaş, yaptığı açıklamada, “Bugün çok güzel bir gün. Neden güzel bir gün? Sadece ben Sedef Kabaş olarak beraat ettiğim için değil, bu beraat kararı aslında Türkiye’ye çok güzel bir mesaj veriyor. Düşüncelerimiz ifade etmekte özgürüz. Bu bizim en temel anayasal hakkımız. Bugün ki karar bize gösteriyor ki Türkiye’de hala adalet var, hala hukuk var. Suç teşkil edebilecek sözlerden uzak, düşüncemizi yüreğimizden geçeni gördüğümüz aksaklıkları, eksiklikleri, varsa yolsuzlukları, rüşveti, yalanı, talanı eleştirmek bizim en doğal hakkımız. İnanılmaz bir baskı olduğunu söylememek mümkün değil. O yüzden bugün ki karar çok anlamlı. Eğer bu kadar büyük bir baskı ortamında böyle bir beraat kararı çıkmasaydı çok acıklı olurdu. Her şeye rağmen beraat kararı çıkması aslında bir umut, bir ışık” diye konuştu.
(İHA)