28 Şubat darbesinde muhafazakar olduğu gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılan Prof. Dr. Ömer Karahan, 28 Şubat günün İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirlerine anlattı. Karahan, “28 Şubat bu ülkede çok büyük tahribat yaptı. Bir nesli, bir ruhu köreltti, işe yaramaz hale getirdi. Onun için bu ülkeye zararı çok büyüktür” dedi.

28 Şubat darbesinde Konya Selçuk Üniversitesi’nde Dekan Yardımcısı olan Prof. Dr. Ömer Karahan, muhafazakar olduğu gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılmıştı. Hiçbir yakını 28 Şubat darbesinden etkilenmemesine rağmen, Hakk’ın yanında olmak için yanlışın karşısında duran Karahan, 28 Şubat darbesinin bu ülkede bir nesli, bir ruhu körelttiğini ve işe yaramaz hale getirdiğini belirtti. Yaşanılan darbe günlerini anlatan Ömer Karahan, “Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesinde Dekan Yardımcısıydım, idaride görev yapıyordum. Yasak uygulamaları İstanbul’da başladı tabi. O zaman Selçuk Üniversitesi’ndeki idareci arkadaşlara ‘Bugün bizim kapımızda böyle bir yasak söz konusu değil ama bu belli bir süre sonra Selçuk Üniversitesi’ne da yansıyacak. Biz oturalım bir karar alalım, buna göre hareket edelim’ dedim. O zaman ki yönetici arkadaş bana, ‘Sen rektör olsan ne yaparsın’ şeklinde sordu. Ben de dedim ki, ‘Rektör olsam, burası Konya, burası Selçuk Üniversitesi, bize baş örtüsü yasağı yakışmaz deyip bu yasağa karşı çıkarım’ dedim. ‘O zaman o rektörü görevden alırlar’ dediler, ‘Alırlarsa alsınlar, o rektör kahraman olur’ dedim ben de. Fakat bunu kimse dikkate almadı. Belli bir süre sonra yasaklar Konya gibi bir yere de geldi. Artık bunların objektif olarak değerlendirilmesi lazım. Baş örtüsü konusu Allah’ın emri. Bu onuda en büyük mücadeleyi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu vermiştir. O zaman FETÖ’nün lideri baş örtüsü teferruattır dedi, baş örtüsü mücadelesini çok zedeledi. O zaman Muhsin Yazıcıoğlu, Diyanet İşleri Fetva Kurulu’na müracaat ederek, kadının başını örtmesinin dindeki yerini sorduğunda ‘Farzdır, Allah’ın emridir’ cevabını aldı ve bu şekilde de bir noktada hem 28 Şubatçılara hem de FETÖ’cülere karşı bir mücadele yürütmüştür” ifadelerini kullandı.

“100 BİN KİŞİLİK CEMAAT EYÜP SULTAN CAMİİ’NDE NAMAZ KILSAYDI 28 ŞUBATÇILAR HİÇBİR ŞEY YAPAMAZLARDI”

28 Şubat darbesinde, inançlı olan vatandaşların, iyi bir mücadele vermediğini belirten Karahan, O dönemde İstanbul’da 3 gün üst üste 100 bin kişilik cemaat Eyüp Sultan Camii’nde namaz kılsaydı 28 Şubatçılar hiçbir şey yapamazlardı” şeklinde konuşan Karahan, “Allah’ın emri olmasına inanan insanların iyi bir mücadele verdiğini söylemek mümkün değil. Sahadaki insanlar, böyle bir şeyle karşılaştıkları zaman, sivil itaatsizliği bilmiyorlar. Mesela o zaman bir ‘El ele’ eylemi gerçekleştirildi, çok etkili oldu. Bunun gibi 2-3 eylem daha gerçekleştirilseydi bu memlekette 28 Şubat yaşanmazdı. En basiti mesela, toplu bir sabah namazına teşebbüs edildi, ben şunu söylüyorum ‘O dönemde İstanbul’da 3 gün üst üste 100 bin kişilik cemaat Eyüp Sultan Camii’nde namaz kılsaydı, Konya’da Hacı Veysel Camii’nde 5 bin kişilik cemaat namaz kılsaydı 28 Şubatçılar hiçbir şey yapamazlardı. Maalesef inananlar bu kadar zahmete katlanamadılar. İnançsın dediğimiz insanlar, batıl davaları için kendi canlarını verirken inanan insanlar bu alanda maalesef iyi bir sınav vermemiştir” dedi.

Darbede hiçbir yakının etkilenmediğini aktaran Karahan, Hakk’ın yanında olma düşüncesiyle hareket ettiğini ifade etti. Karahan, “Benim baş örtüsünden etkilenen eşim, kızım, gelinim söz konusu değil. Soruşturmamı yöneten komisyon başkanı, ‘Ömer Hocam, burada neyi halletmeye çalışıyorsun’ Ben dedim ki, ‘Bir tek benim tavrımla baş örtüsü yasağının kalkacağı düşüncesinde değilim ama Hakk’ın yanında olduğumuz belli olsun’" dedi.

ABDULLAH GÜL DÖNEMİNDE DE MAĞDURİYET DEVAM ETTİ

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde 2006 senesinde disiplin affı çıkmasına rağmen göreve ancak mahkeme kararıyla 2012 senesinde başlayabilen Karahan, “O zaman Abdullah Gül Cumhurbaşkanıydı, ona Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğiyle bir dosya ulaştırdık, bize yazılan yazı, ‘Konu ile ilgili Selçuk Üniversitesi’ne gerekli yazı yazılmıştır’ diye bir cevap vermekten öteye hiçbir işlem de yapmadılar” şeklinde konuştu.

(Köksal Kılınç/İHA)