Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını hakkında  NG Araştırma şirketi kamuoyunu aydınlatmak için bir araştırma yaptı. Yapılan kapsamlı araştırmada bir çok veriye yer verildi.

İşte o araştırmadan veriler; 

Koronavirüs ülkemiz için tehdit mi?
Ülkemizde koronavirüs vaka sayılarındaki artışın sabitlenmesi ve iyileşen hasta sayısının her geçen gün artması etkilerini insanların bakış açılarında hissettirmiş. Geçtiğimiz 2 haftalık süreçte koronavirüsün ülkemiz için tehdit oluşturduğunu düşünenlerin oranı %92'den %84'e düştü. Bunun doğal sonucu olarak da koronavirüsü tehdit olarak görmeyenlerin oranı %4'den %9'a, fikri olmayanların/kararsızların oranı da %4'ten %7'ye yükseldi.

 

Koronavirüs ne zaman kontrol altına alınabilir?
Koronavirüs salgınının başlamasıyla hepimizin hayatında bir takım değişiklikler yaşandı. Sosyal hayatımız kesintiye uğrarken kimimiz işine bile gidemez oldu. Sabırla karantina günlerinin bitmesini beklerken hepimizin merak ettiği soruyu katılımcılara sorduk. Koronavirüs ne zaman kontrol altına alınabilir?

Bir önceki koronavirüs araştırmamızdaki sonuçlar ile karşılaştırdığımızda geçtiğimiz 2 haftalık süreçte katılımcıların daha iyimser olduğunu görüyoruz. Araştırmaya katılanlar arasında ağırlıklı beklenti bu salgının birkaç ay içinde kontrol altına alınacağı yönünde. 

 

Koronavirüs önlemleri ve testleri yeterli mi?
2 hafta önce yaptığımız araştırma sonuçlarına kıyasla, katılımcıların koronavirüse karşı alınan önlemlerdeki memnuniyet seviyesinin arttığını görüyoruz. Koronavirüsün yayılmasını önlemek için ülkemizde alınan önlemlerin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı %44'den %63'e yükseldi. Yeterli olmadığını düşünenlerin oranı ise %49'dan %31'e, fikri olmadığını belirtenlerin oranı %7'den %6'ya düştü.

Ülkemizde ilk koronavirüs vakası açıklandığı andan itibaren yapılan test sayılarında doğrusal bir artış göze çarpıyor. Test sayısının gün geçtikçe artması katılımcıların düşüncelerini de değiştirmiş durumda.

Test sayısının yeterli olduğunu düşünenlerin oranı %35'den %49'a yükselirken, bunun doğal sonucu olarak yeterli bulmayanların oranı %50'den %35'e düştü. Fikri olmadığını belirtenlerin oranı %16 olarak çıktı.

Sokağa çıkma yasağı olmalı mı?
Koronavirüs salgınının kontrol altına alınabilmesi için bireysel olarak alabileceğimiz en önemli önlemlerden biri, diğer insanlarla fiziksel etkileşimi en aza indirmek. Sağlık Bakanlığı ve uzmanlar bu nedenle ‘Evde Kal’ çağrısı yapıyor. Peki biz neler yapıyoruz? Araştırmaya katılanların %25’i hiç evden çıkmadığını belirtti. Zorunda kalmadıkça çıkmayanların oranı %38, yalnızca temel ihtiyaç alışverişleri için dışarıya çıkanların oranı ise %23. İşi nedeniyle mecburen dışarı çıkmak zorunda olanların oranı %14. Herşeye rağmen gündelik hayatında hiç değişiklik yapmadan yaşamaya devam edenlerin oranı ise %0,5 (binde 5).

Ülkemizde sürekli sokağa çıkma yasağı ilan edilmese de salgın sürecini yavaşlatmak için bazı kısmi yasaklar uygulanıyor. İlk olarak İçişleri Bakanlığı tarafından koronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla, öncelikle 65 yaş üstü vatandaşlar için, sonrasında da 20 yaş altı gençler ve çocuklar için sokağa çıkma yasağı uygulamasına geçildi. Katılımcıların %84'ü bu yasağı doğru bulduğunu belirtirken, %6'sı doğru bulmadığını belirtiyor. %10'luk kesim ise çekimser kalmayı tercih etti.

İçişleri bakanlığı tarafından getirilen diğer önemli kısıtlamalardan biri de haftasonları için genel sokağa çıkma yasağı oldu. Hem iş hayatının etkilenmemesi hem de koronavirüs salgınının yayılmasını engellemek amacıyla alınan karar katılımcıların çoğunluğu tarafından büyük takdir görmüşe benziyor. Katılımcıların %83'ü haftasonu sokağa çıkma yasağını olumlu bulurken, %10'u ise aynı görüşte olmadığını belirtti. %7'lik kesim ise çekimser kalmayı tercih etti.

23 Nisan ve 1 Mayıs gibi resmi tatillerin haftasonu ile birleştirilip sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine, katılımcıların %77'si destek verirken, %14'ü ise bu düzenlemeyle aynı görüşte olmadığını belirtti. Kararsızların oranı %9 oldu.

Yaklaşmakta olan Ramazan Bayramı süresince sokağa çıkma yasağı uygulamasına olumlu bakanların oranı diğerlerine oranla daha düşük. Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı uygulamasına sıcak bakanların oranı %62. Bu uygulamayı istemeyenler %14, kararsızlar ise %24. Katılımcılara bayramda kimleri ziyaret etmeyi planladıklarını sorduğumuzda %64'ü kimseyi ziyaret etmeyeceğini, %5'i ise yalnızca salgının risk grubunda olmayanları ziyaret edeceğini belirtti. Katılımcıların %29'u ise anne, baba, kardeşler gibi en yakınlarını, %2'si ise her zaman ziyaret ettiği kişileri ziyaret edeceğini belirtti. Yaşlıların risk grubunda olduğu düşünüldüğünde yaklaşık olarak her 3 kişiden 1'inin yapmayı planladığı bayram ziyareti, salgının yaşandığı bir dönemde önemli bir riski göstermektedir.

Araştırmamıza katılanlara, genel sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli mi diye sorduğumuzda bir önceki araştırmamıza kıyasla sonuçlardaki değişim göze çarpıyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli diyenlerin oranı %77'den %63'e geriledi. Buna bağlı olarak yasak olmasın diyenlerin oranı ise %8'den %15'e ve kararsızların oranı da %15'den %22'ye yükseldi.