Trabzonspor'un kadro yetersizliği yarası öyle derin ki 5-1'lik afilli deplasman galibiyeti bile bu yarayı iyileştirmez, ancak merhem olur ve sancısını azaltır.
Peki, bu maç için olumlu söylenecek söz yok mu? Tabii ki var! Futbolcuların diğer 3 maça nazaran, ortaya koydukları hırs göze çarpan en pozitif olguydu... Enis'in ve Mehmet'in etkili oyunu, Bakasetas'ın özel görevi kusursuz yerine getirmesi, kısa süre de olsa Teklic-Fouantas ikilisinin kalitelerini göstermesi olumlu söylenecek sözler arasında...
Olumsuzları da gözardı etmemek de fayda var muhakkak! Maçın ilk 10 ve son 15 dakikalarının özeti izlense, Trabzonspor'un 5-1 kazanacağına kimseyi ikna edemeyiz. Verilen pozisyonlar, Baniya-Benkovic uyumsuzluğu, defansta bloklar arası boşluklar ve atağa kalkarken yapılan basit hatalar olumsuz olarak gösterebileceğimiz durumlardı...
Aslında galibiyetten öte daha kazançlı bir durum vardı, o da gollerden sonra futbolcuların sevinçleri... Adeta bir final maçında atılan gollere verilen reaksiyon gibiydi Kasımpaşa maçında ki sevinçler... Ya da belki Trabzonspor'daki bazı isimler için final maçı niteliğindeydi bu müsabaka!
Bir parantez de Bardhi'ye açalım; geldiği günden bu yana faydadan çok zararı dokunan Makedon oyuncu, ilk kez bu maçta La Liga yıllarında ki performansından bir resital sundu. Fakat bu performans aldatıcı olabilir. Bardhi'ye güvenerek yerine adam alınmazsa, Trabzonspor'un kadro yetersizliği yarası daha da derinleşebilir.