15 TEMMUZ VE TRABZON

4 yıl önce Fetö terör örgütünün giriştiği darbe girişimi Türk halkı tarafından bizzat püskürtülmüştü. 

O gece bütün Türkiye, milli birlikte sokağa inmiş, darbeye karşı direnen her kesimle el ele vermiş, Dünyada örneği olmayan bir birliktelikte darbe yerle bir edilmiş, darbeciler analarından doğduğuna pişman edilmişti..

O gece Trabzon’da ilk kıvılcım ne zaman çaktı.. 

İlk sokağa kim indi.. Sokağa inenler kimlerle omuz omuza verdi…

Darbenin haberleri geldiğinde ilk alana, sokağa inenlerden biri zamanın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter yardımcısı Mustafa Akkaya oldu.. 

Akkaya, belediyenin büyük iş makinelerini Boztepe taburunun önüne yığdı.. Ayrıca birçok firma sahibini arayarak tur araçlarını ve otobüslerini taburların önüne yönlendirmesi. Bazı vekillerin ‘Acele etmeyin demesine rağmen her türlü riski alıp anında olaya en etkili biçimde müdahale etmesi. 

Dönemin Valisi, Yücel Yavuz’un da darbeye karış onurlu mücadelesi, polisi örgütlemesi, Valilik makamını korumaya alması, makamı teslim almaya gelenleri tutuklatması, Boztepe’deki askeri birlik komutanının makamına çağırması, gecikince, güvenlik güçleri vasıtası ile derdest etmesi sonra gecenin ilerleyen saatlerinde basın toplantısı yaparak ‘Kontrol bizde’ diyerek halkı meydan parkına çağırması..
Ak Partili yönetici ve UND Karadeniz Temsilcisi Abdullah Özer’in sahibi olduğu TIR filolarını taburların önüne yönlendirmesi. 

CHP il başkanı Turgay Güngör’ün Ak Parti il başkanı Haydar Revi’yi arayarak nerede toplanıyoruz, bizde geliyoruz demesi.
MHP’li çok sayıda partilinin bayrakları ile meydana ilk gelenler arasında olması. 

İş adamı Murat Zeki Solak’ın boztepe yolunu özel araçları ile kapaması, Meydan parkında her gece düzenlenen demokrasi şenliğinde Büyükşehir Belediyesinin aktif çalışması.. 

Ses düzeni, platformları hazırlaması..

Ak Parti il başkanı Haydar Revi’nin henüz daha darbenin bastırılmadığı saatlerde arkadaşlarını partiye davet etmesi olağanüstü toplantı düzenleyerek ekipleri yönlendirmesi..
Partiye gelen bir avuç yöneticinin ruhsatlı silahları ile partiyi savunmaya geçmesi..

Evet o gece, Trabzon müthiş anlar yaşadı..

Ve bir gün o anların kitabı elbette yazılacak.. Tarihe not düşmek açısından.

 PEKİ 61SAAT.COM O GECE NE YAPTI

 Kuşkusuz darbe gecesi biz de 61saat olarak aksiyon dolu saatler yaşadık. 

İmtiyaz sahibimiz Erhan Esaspehlivan gece sitemizin ofisine geldi ve haberleri servis etmeye başladı. 

Arkadaşlarımızın Serkan Kılınç, Tayfun Çöpçü, Hasan Tuncel ve diğer arkadaşları hep birlikte el ele vererek, sokaktaki direnişin ilk haberlerini yaptık..

Bugün gazeteciyim diyen çok sayıda isim sıcak yatağından kalkma zahmetini bile göstermezken 61saat.com ekibi 48 saat uyumadan görev yaptı. 

Hatta bazı milletvekillerine darbe olduğunu duyuran ilk isim yine İmtiyaz sahibimiz Erhan Esaspehlivan oldu. 

Ardından yetkililerin, halkın bayrağa, cumhuriyete, demokrasi sahip çıkmaları ile ilgili açıklamalarını anında halka duyurduk..
Halkın sokağa inmesi gerektiğini defalarca tüm mecralardan paylaşarak, valilik önünden canlı yayınlarla halkı ‘Devletin kurumlarını korumaya’ alması gerektiği çağrısını yaptık.

Sonra kameralarımız ile sokağa indik..

Sokaktaki halk ile gecenin ilk saatlerinde röportajlar yaptık..

Kritik bölgeler Valilik ve emniyet müdürlüğüne gittik.

Orada ki direnci, darbeye karşı dik duran güvenlik güçlerini görüntüledik… İmtiyaz Sahibimiz o gece namlunun ucuna nasıl geldiğini şu şekilde anlatıyor ‘Tüm ekibimizle olayın hain bir kalkışım olduğunu ilk duyuran biz olduk ve Trabzon Valimiz Sayın Yücel Yavuz’u arayarak bir basın açıklaması yapılması gerektiğini söyledik.

Fakat kimse ne yapacağını bilmiyordu ve Ankara’dan Valilere makamlarını koruyun çağrısı yapılıyordu.

Ekip arkadaşlarıma ‘Yorucu bir gece olacak ben valilik tarafına gidiyorum, yorulan sabahki görev için eve gidebilir’ dedim.

Fakat hiçbir ekip arkadaşım bu teklifi kabul etmedi ve sabahın ilk ışıklarına kadar görevdeydik. Her zaman olduğu gibi yine ekibimle bir kez daha gurur duydum.

Ekipmanlarımızı alıp valiliğin önüne gittik. Bir adet toma önünde polis ekipleri mekineli tüfeklerle nöbetteydi. Bizde o anı görüntülemek için kameramızı kaldırdığımızda polisin silahını bize doğrulttuğunu ve bişeyler söylediğini hatırlıyorum. Sonra karşıdan

‘Gazeteceyiz vali beyden haber bekliyoruz toplantı için’ deyince ‘Burası karışık lütfen uzak durun uyarısını aldık.

Meslekte silahla burun buruna geldiğim belkide çok olay olmuştu ama bu farklıydı. Çünkü polislerimiz çok tedirgindi. 

Tam o sıra Renault Marka askeri bir araç valiliğin makam önüne girilmesi gereken yerden girdi, kapıda bir tartıyla oldu, askerin silahı kemeri alındı. Kısa süre sonra o araç bu kez normal giriş yerinden değil merdivenlerden inerek kaçarcasına bölgeden uzaklaştı. Sonra valiliğe girdik toplantı için. Vali Yücel Yavuz gerçekten dik duruşu ve devlete bağlılığı ile soğukkanlı davranıp durumu kontrol altına almasını bildi. Gerçekten unutulmaz korku dolu bir geceydi. 

Ve o gece bir medya organı olarak demokrasi mücadelesinde üzerinize düşeni yaptık…
Bundan sonra da yapacağız.

Darbeler dönemi Türkiye’de bitmiştir..

En güçlü değer, milli iradedir.. O ne derse olur..

KTÜ KAMPÜSÜ BU MAKALE İLE ÇALKALANIYOR

KTÜ’ye rektörlük ataması ile ilgili olarak artık bütün top, YÖK ve Cumhurbaşkanı’nda..

Herkes derin bir sessizlik içinde..

Rektör adaylarından bazıları, Ankara’da Ak Parti milletvekilleri ile temaslarını kurdu. 

Külliyeye yakın isimlerle de görüşme hamleleri yapıyor.. Rektör adayları bu işlerle uğraşırken, Rektör Süleyman Baykal’ın Akademik Akıl adlı dergiye yazdığı makale gündem oldu.. 

Baykal’ın iki dönemlik rektörlüğünden sonra kaleme aldığı makaleyi okuyanlar önce büyük şaşkınlık yaşadı. 

Makalede, Üniversitelerin kaliteli öğretim üyesi ve alımı, tahsisi için neler yapılması gerektiğini sebep ve neden sonuç ilişkileri ile dile getirdi.. 

Ve özellikle makalenin bu kısmı, Baykal’ın bu konudaki zaafları nedeni ile çok garip karşılandı..

Makalede Baykal’ın şu görüşü çok ilginç..

 Bugün kamu üniversiteleri de çalışanın ödüllendirileceği, çalışmayanın önüne kurumsal yaptırımların konacağı bir sistem odaklı bir sistem gereği vardır. Yoksa çok büyük vizyonla konan 2023, 2071  hedefleri gibi hedeflere üniversite katkıları beklenen katkılar asla olmaz. Sistem değişikliği ile beklenenin de ötesine geçilebilir.

Çözüm için yeni keşiflere gerek yok. Bu sistemlerin yüzyıllardır uygulandığı gelişmiş ülke üniversite sistemlerini uygulamak en basittir.

“Korkusuz olan dünyanın kralıdır.” (Edison

Tıkla:

 O YÖNETİCİLİĞİ TRABZON’DA MI YAPACAK?

Trabzonspor’un bir dönem önemli oyuncularından 7’inci şampiyonluğun kaptanı Onur Kıvrak uzun bir aradan sonra spor müdürümüz Hasan Tüncel’e konuştu..Ve açıklamaları olay oldu…

Bu röportajı her Trabzonspor taraftarlarının birkaç kez üst üste okuması gerekiyor..

Onur Kıvrak’ın söyleşide ilginç bir sözü oldu… 

Gelecekte, teknik direktörlük değil, spor kulübü yöneticiliği hedeflediğini söyledi.

Onur Kıvrak’ın hedefindeki kulüp, Trabzonspor olabilir mi..?

Bunu zaman gösterecek…

Röportajı okumak için linke tıklayınız. 

SOSA GİDİYOR MU?

Trabzonspor büyük ölçüde kaybettiği şampiyonluk mücadelesinin şokunu yaşarken bir şok da, Sosa ile ilgili geldi.. 

Yayın Danışmanımız Ali Savaş’ın derin istihbaratına göre, Sosa; Trabzonspor’dan ayrılacak.. 

Sezon sonu Trabzonspor’dan ayrılacağını ilgili yerlere bildiren Sosa’nın, ülkesine Arjantin’e döneceği iddialar arasında.. 

Bu konu henüz çok taze bir istihbaratı bilgi.. 

Bakalım deneyimli gazeteci Ali Savaş’ın dediği çıkacak mı..?

O FOTOĞRAFLAR VE TRABZONSPOR

Trabzonspor’un siyah beyazlı yıllarında da renkli dönemlerde de sahada futbolcuların hırslı mücadelelerine tanıklık eden tarihe de not düşülen çok fotoğraflar vardır..

 O fotoğraflar futbolcuların forma sorumluluklarını yerine getirdiğinin kanıtıdır.. 

Siyah beyazlı yıllarda Şenol Güneş’in yarılan başı… 

Rahmetti Kadir Özcan’ın bir eli askıda mücadelesi, Turgay Semercioğlu’nun toprak sahada rakibe kayarak mücadelesi ve soyunma odasında baldırlarının gazlı bezle sarılması… 

Ve renkli yılların döneminde.

Fotoğrafta gördüğünüz gibi.. 

Fazla söze gerek var mı..?

Ve bu yıl, şampiyonluğa oynadığımız yıl.. Böyle bir an gördünüz mü..? Yaşadınız mı..?

Bir diğer konusu ise yöneticilerin ve Başkan’ın sessizliği.

Herkesin aklında aynı soru ‘Birileri Trabzonspor’u sattı ama kim sattı’.

Bir takım şampiyonluk olmamak için bu kadar mücadele eder mi?

Kimse bu soruya çıkıp cevap vermiyor, 4’te 4 yapılması gereken 4 maçta 4’te sıfır çekilmesi.

Kural ve hakem hataları.

Hüseyin hocanın son dakike herkesi şok eden oyuncu değişiklikleri.

İstifasının kabul edilmeyişi ve Başkan Ağaoğlu’nun haftalardır kabuğuna çekilip susması.

Hiç hayra alamet değil bu gelişmeler.

Kim kime ne dedi, ne oldu da takım böylesine şampiyonluğa hevessiz ruhsuz bir hale geldi.

Belki bunu bugün öğrenemeyeceğiz ama unutmayın iki kişinin bildiği asla ama asla sır kalmaz.

Bunu bir kenara not edin.