İnsan sağlığı herkes için önemli…

Sırf bundan mütevellit kamuda, en kritik ve maliyetli yatırımlar bu alanda kendini gösteriyor.  

Beş yıldızlı otel konforuna sahip parmakla gösterilen lüks hastaneler, teşhis - tedavide akılla yarışır teknoloji harikası cihazlar ve bilhassa görevlerini insan sevgisiyle perçinlemiş binlerce fedakâr sağlık çalışanı en nihayetinde topraklarımızda bunun için varlar.

Sağlığa erişme noktasında her imkâna sahibiz şükür.

Misal.

Her vatandaşın, adına tanımlanmış aile hekimine ulaşması bu denli kolayken...

Üstüne, kamu hastanelerine sorunsuz erişim için MHRS (Merkezi Hastane Randevu Sistemi) adında bir uygulama yürürlüğe koyulmuş.

Zaman mefhumu yok.

Giriyorsun internete, dilediğin hastanede, dilediğin hekime iki tıkla randevun hazır.

Hadi diyelim bu bile zor geldi…

Arıyorsun 182’yi, karşındaki görevli sana iş bırakmadan muayene randevunu oluşturuyor.

Bundan iyisi Şam’da kayısı.

Memlekette kimse mağdur olmasın…

Tüm hastalar şifa ile buluşsun diye tıkır tıkır işleyen bir düzen kurulmuş.

Lakin…

Ve de fakat!

Şahit olduğunuz üzere son dönemlerde bahse konu sistem iyice tıkanmış.

Gerek randevu oluşturmada, gerekse hastanelerde can sıkıcı sorunlar yaşanmakta.

Özetle…

Hastalar yorgun, sağlıkçılar perişan.

Sebep?

Ee, sebebi şu:

Bakanlık verileri gösteriyor ki, muayene olmak için randevu alan her dört kişiden biri doktora gitmiyor.

Hal bu olunca da tedavi olmak isteyen diğer hastalar tıkanan sistemde cebelleşip duruyor.

Şimdi sözüm sırf vurdumduymazlığıyla çarkı durma noktasına getirenlere; 

Yahu hemşerim!

Günahtır, haksızlıktır bu yaptığın!

Gitmeyeceğin hastaneye, dertleşmeyeceğin hekime ne diye randevu alıyorsun!(?)

Hadi iyileştin yahut başka bir mazeretin var, oluşturduğun randevuyu neden iptal etmezsin!(?)

Bunca yatırıma, bunca sağlık çalışanına acımıyorsun belli…

Hastane kapılarında biçare, kıvrım kıvrım kıvranan hastalara bari acısan ya!

Her daim, bollukta şımarmayanlardan olabilmemiz duasıyla…

SAĞ OLUN, VAR OLUN

Söz sağlıktan açılmışken…

Biliriz ki, omuzlara dokunan bir elin bulunmadığı en lüks hastane bile her hasta için ayrı bir dert ve metruk binalardan farksızdır.

Bu bağlamda farkını ortaya koyup, sağlık turizminde adını ön sıralara taşımayı başaran ülkemizin sahip olduğu en etkin reçete, sağlık çalışanlarının beşere dair beslediği merhamet duygusu ve sevgidir.

Velhasıl.

Yıllardır aktif mesleğimizi sürdürdüğümüz camiada, bugün de bir hasta yakını olarak, omzumuza dokunan kıymetli ellere teşekkür etmek isteriz.

Koca çınarım, dağım…

Sevgili babam Hasan Pektaş’ın geçirdiği cerrahi operasyonu takiben yaklaşık 10 günlük tedavi sürecinde mesleki bilgi, birikim ve deneyimini bizlerden esirgemeyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nuh Çağrı Karaavcı başta olmak üzere, Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin çok değerli ameliyathane, yataklı servisler ve beyin cerrahisi poliklinik çalışanlarına…

Hastamızla yakından ilgilenmek suretiyle evimizin konforunu aratmayan Hastane Başhekimi Prof. Dr. Süleyman TÜREDİ ve yönetim ekibine…

Gerek ziyaret, gerek farklı iletişim kanallarıyla geçmiş olsun dileklerini ileten akraba, arkadaş ve dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

Sizlerle iyi olduk…

Gözünüze yaş, ayağınıza taş değmesin inşallah.