Turizm sektörü personel istihdamı konusunda dezavantajlı sektörler arasındadır.

Sektörün cazibesinden patronlar ve sektörün beyaz yakalıları faydalanırken kalan çalışanlar bu denli şanslı olmamaktadırlar.

Sektörün olmazsa olmaz personelleri olan şoför, garson,komi, bellboy, kat görevlisi gibi mesai arkadaşlarımızın önemi çoğu kimse tarafından bilinmemektedir.

Bu bilinçsizlik saydığımız meslekleri genel algıda; herkesin yapabileceği, iş bulamayanların yaptığı, eğitim gerektirmeyen, kariyer hedefi barındırmayan meslek görünümüne büründürmüştür.

Halbuki durum düşünüldüğü gibi değildir. Bellboyluktan otel genel müdürlüğüne/otel sahipliğine, 
Şoförlükten acenta genel müdürlüğüne/acenta sahipliğine, komilikten restoran müdürlüğüne/sahipliğine uzanan birçok hikaye vardır.

Diğer yandan Cumhurbaşkanı başta olmak üzere diğer üst düzey yöneticilerin araçlarını şoförlerin sürdüğünü, yemeklerini garsonların verdiğinide hatırlatmak isterim.

Farrklı bir açıdan yaklaşıp konuya daha hakim olabilmek için önce kendimize sonra etrafınıza bir bakmanızı öneriyorum.

“Ben çocuğumu okutup garson yapacağım” yada  “şoför yapacağım” diyen bir aile gördünüz mü?

“Benim oğlan gerçekten garsonluğa/şoförlüğe yatkın. Bu çocuğun önü hizmet sektöründe açık” diyeni duydunuz mu?
 
Ne duydunuz diyeyim mi?

Okumazsan garsonluk yaparsın, bu kafayla gidersen ancak şoför olursun vb.. kelimeler.

Ancak sektörde durum böyle değil kıymetli okurlarım.

Öncelikle garson yada şoför olmak öyle kolay değil.

Bu meslekler turizmde; şirketlerin, sektörün, şehrin, ülkenin  vizyonudurlar.

Gittiğiniz tatilleri, yemek yediğiniz restoranları ve seyahat ettiğiniz firmaları düşünün.

Kaç tane otelin sahibini yada yöneticisini gördünüz?

Bindiğiniz transfer aracının firma sahibini yada operasyon müdürünü  tanır mısınız?

Yemek yediğiniz restoranın ortaklarını tanır mısınız?

Bu yerlerde bizlerin memnuniyeti ve dolayısıyla mutluluğu şoföre, garsona, bellboya, kat görevlisine odaklıdır.

Onlar iyise, işlerini düzgün yapıyorlarsa; bizler mutlu, tercih ettiğimiz firma iyi, gittiğimiz şehir/ülke turizmde gelişmiştir.

Bunları yazarken bütün çocuklarımızı garson yapalım şoför yapalım demiyorum.

Bu mesleklere sahip çıkalım ve ötekileştirilmiş meslekler sınıfına sokmayalım diyorum.

Bu mesleklerin farkına varıp önemini anlayıp; Turizm lisesi, turizm MYO ve turizm fakültelerinde okuyan kardeşlerimize sahip çıkalım diyorum.

Eğer turizmi bacasız fabrikamız olarak görüyorsak ve gelecek bekliyorsak hammademizi (personellerimizi) iyi yetiştirmeliyiz diyorum.  

Kalın sağlıcakla…