Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve onlara komşu sınır ülkelere Trabzon üzerinden gitmek isteyenlerle…

Ortahisar İlçesi Değirmendere Mahallesi’ndeki Büyük Sanayi Sitesine varmak isteyenlerin kesinlikle kullanmak zorunda oldukları Trabzon (Çömlekçi) Tüneli çıkışındaki kazalardan bıktık usandık.

1962 yılı teknolojisi ve şartlarıyla hizmet veren 139 metre uzunluğundaki tünelin girişiyle çıkışı arasındaki mühendislik harikası eğim farkının en büyük etken olduğu bu kazaların son bulması için yıllardır kalıcı bir adım atılamamasının akla mantığa yatkın izahı nedir, hakikaten merak ediyoruz! 

İki şeritlik haliyle uluslararası trafik yükünü taşıyacağı düşünülen, aynı zamanda hem illeri hem ilçeleri hem de mahalleleri birbirine bağlayan başka bir Çömlekçi Tüneli ülkemizde var mıdır bilemiyoruz ancak…

Bahse konu tünelin tüm bu ihtiyaçlara artık cevap verememenin ötesinde, Trabzon’daki kazalara en bilindik adres olduğu aşikar. 

Problemli çıkışa en yakın kavşağın kapatılması gibi sorunlu ve palyatif çözümlerin derde çare olmadığı ortadayken, yıllardır yaşananlara seyirci kalınması da yine izaha muhtaç.

Bu şehrin hamuruyla yoğrulmuş olmasından mütevellit;

İnanıyoruz ki, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu memleketine ait alanıyla alakalı bu soruna gereken hassasiyeti gösterip bir şekilde çözüm olacaktır. 

Neticede doğduğu topaklara en güzel bakanlar, dertleriyle dertlenenlerdir. 

6 ŞUBAT FELAKETİ…

Unutmak imkânsız…

Bundan tam bir yıl önce her birimiz ağlıyor, bitmiş tükenmiş halde olan birbirimizle teselli oluyorduk.

Zira ülke olarak, Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşamış ve çok acı bir tabloyla karşı karşıya kalmıştık.

6 Şubat gecesi 04.17’de meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremde binlerce canımız toprağa düşmüş, yüz binin üzerinde vatandaşımız yaralanmıştı.

65 saniyenin bir türlü geçmediği koca bir yılda her ne kadar birlik berberliğimizden ödün vermemiş olsak da, 14 milyon insanımızın doğrudan etkilendiği benzersiz afetin açtığı derin yaraların kapanması olanaksız.

Nitekim yaşlısı-genci, kundaktaki bebeğiyle sayısız aile, moloz yığınlarının arasında yok oldu gitti.

Umarız, ülke olarak böylesine büyük bir sınava bir daha asla özne olmayız. 

Asrın felaketinin birinci yıldönümünde kayıplarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar dilerken…

İnsanımıza hastalıklı-çürük binaları mezar eden o cellât müteahhitlerin de parmaklıklar arkasında gün yüzü görmemesini temenni ediyoruz.

Sağlıkla kalın.