Uçsuz bucaksız evrenin, sıradan bir yıldızın etrafında milyonlarca yıldır dönen mavi gezegenimiz, dünyamızda yaşayan bir insanın sağlık, para ve aşk isteğini umursayacağını düşünmek insanın kibirli doğasının sonucu olduğunu sanırım.

Genellikle dinsel bazı dualar okuyup üfleyerek bazı hastalıkları tedavi ettiği, çocuğu olmayanların çocuk yapmasını sağladığı, ev, araba, kızıma zengin bir koca, oğluma dolgun maaşlı bir iş gibi iddiada bulunanların yaptığı iş her ne kadar yanlış olsa da günümüzde de birçok insan tarafından hâlâ daha tercih edilen bir yöntemdir maalesef.

İşin bir de psikolojik yanı var elbette!!!

70'li yıllarda hemen hemen her mahallede ve her ilçede bir üfürükçü tabir edilen insanlar vardı.

O günlerden aklımda kalanlardan bazıları,

Mesela, Akçaabat'ta Sırımoğlu'nun kızı, en çok bilinenlerden bir tanesiydi.

Gidenlerin her derdine çare buluyor derdiler onun için.

Bu sektörde öylesine tanınmıştı ki resmen bir efsane olmuştu.

Mesela, Soğuksu'da Halil hoca vardı üslubu ve hitabı onu dinleyen insanları çok etkilerdi.

İnsanlar ona gitmek için haftalar öncesinden randevu alırlardı.

Mesela, Of'ta ailece birlikte bu işi profesyonel yapan karı koca vardıki onların kapısında resmen izdiham olurdu.

Mesela, Ortahisar'da Bir Asiye abla vardı ki dillere destandı.

Muska yapar, kırık çıkık tamir eder, öğrenciler için zihin açıklığına iyi gelen ve hastaları iyileştirdiğine inanılan şifalı su verdiği çok konuşulurdu.

(Boyuna takılan en çok bilinen muska şekli)

Her mahallede bu tür şeyler hemen hemen vardı derken, evet, bizim mahallede de veya ilçede de falancı filancı, bu işlerden anlayanlar, bu işleri yapanlar vardı dediğinizi duyar gibi oluyorum.

(Herkesin bildiği muska böreğimiz bile var)

Muska, bazı hastalıkları, kabusları, kötülükleri ve nazarı uzaklaştırmak için genellikle üçgen deri bir kaplamayla boyuna asılan veya üstlerde taşınan yazılı kâğıt.

Genellikle olası bir hastalıktan korunmak amacıyla veya tedavi için taşınır.

Günümüzde bile insanların çoğunun boynunda kolunda her türlü musibete iyi geldiği sanılan bu tür şeyleri görebiliriz.

Oysaki biz Müslümanlara yüce dinimiz İslam, bize ne isterseniz Allah'tan isteyin, ondan başka Tanrı, Ondan başka İlah yoktur, O her şeyi bilen, duyan, işitendir diye yol göstermiştir.

Aslında bu işin önemli bir psikolojik yanı da var demiştim.

Düşünelim ki 70'li yıllarda her evde, her hanede bu tür sorunları olan insanların hastanelere veya psikologlara gitme imkanları var mıydı!!!

Tabii ki yoktu.

İçimde bir sıkıntı var, bayılacak gibi oluyorum, terler boşanıyorum, geceleri kabuslar görüyorum, uyuyamıyorum, aklımda kırk türlü düşünceler onlarla yoğruluyorum, yolda yürürken bile kendi kendime konuşuyorum, bir türlü kendimi kontrol edemiyorum dediğimizde, o yıllarda gidilecek adreslerin başında mahallemizde, çevremizde veya ilçemizde tanıdığımız nefesi kuvvetli yaptığı muskalarla bu tür hastalıkları iyileştirdiğine inanılan insanlara gitmekti.

Psikolog gibi sizi dinlerler, kimselere söyleyemediğiniz içinizdeki sıkıntıyı, derdi anlatır, içinizi boşaltır; ilk etapta sizi rahatlatırlardı. Ondan sonra gerekli talimatları verir, sizi evinize gönderirlerdi.

Bu işler çok teferruatlı işlerdi.

İnsanların bu tür şeylere rağbet etmesi, yıldız fallarına, kahve fallarına inanması vs. tamamen psikolojik rahatlamayla alakalı olmalı.

(Hemen hemen her yerde görebileceğimiz yıldız falı ve kahve falı görselleri)

Asıl önemli olan şey, bu gibi ihtiyaç duyan insanların yanlış kişilerin etkisi altına girmemesidir. Her gün televizyonlarda ve sosyal medyada bu tür haberleri çok görüyor ve duyuyoruz maalesef.

Maide Suresi, 90. ayet: Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Hayatın en karanlık anlarında bile yıldızlar parlar, umut her zaman vardır.

Kalın sağlıcakla...