ATATÜRK'ün çıkardığı tarım kanununa göre 3573 sayılı "Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması kanunu çıkarılmış olüp"bu kanunun 20.maddesine göre zeytin ağacını kesenler ağaç başına 2 milyon ile 5 milyon arasında para cezasına çarptırılırlar denilmektedir.Ayrıca bu kanunda zeytin bahçesine 3 km.mesafeden daha yakın bir alanda toz,sis ve baca gazı çıkaran fabrikalar kurulamaz ayrıca zeytinliklere en az 1 km. mesafede koyun ve keçi ağılı kurulamsı yasaktır denilmektedir.Burada ki temel yaklaşım toplumsal bir olay olan üretime verilen önem ifade edilmekle birlikte çok uzun ömürlü olan zeytinin korunması esas alınmış olup, bu anlamda kavramların kesin hatlarla ortaya konulan başka bir ürün koruma yasası bulunmamaktadır.Bu husus derin bir ön görü içermekle birlikte çevrenin korunmasını ve ileriye doğru uzanan yüz yıllarada tanıklık  etmesi açısından hala güncelliğini korumaktadır.

Dünyada ön milyon hektar alanda 900 milyon zeytin ağacı bulunmakta ve ortalama 17 milyon ton zeytin üretilmektedir.Ülkemizde ise yaklaşık 189 milyon zeytin ağacı bulunmakta ürün alınan ağaç sayısı ise 159352000 dır.Bu anlamda ülkemiz sofralık zeytin üretiminde ikinci sırada yer almakta üretim sıralamasında ise 3.sırada yer alarak yıllık sofralık zeytin ihracatında elde edilen gelir ise 145.7 milyon dolardır.

Ülkemiz zeytin yağı üretiminde 5.sırada zeytin tüketiminde 2.sırada yer alırken zeytin yağı ihracatında 6.sırada yer almaktadır.Ayrıca milyonlarca insanın geçimini sağladığı dolayılı olarak daha ćok insanın ticari anlamda yararlandığı doğal güzelliğinin yanında çok uzun ömürlü olmasına işin çok harika bir tarafıdır.Dünyada zeytin ağacı çok yaşadığı için ALLAH'ın ağacı olarak tanımlayarak nesilden nesile bu övgü ve kutsiyet devam etmektedir.Dünyada bu anlamda hem ürün verip hemde övgü ve kutsiyetle anılan başka bir ağaç yoktur.Dahası Ülkemizde İzmir Karaburun ilçesinde 2030 yaşında ve Manisa Kırkağaç ilçesinde 1642 yaşında zeytin ağacı bulunmakta ve hala meyve vermektedirler.

Görüldüğü gibi biri 21 yüzyıldır diğeri 17 yüzyıldır topluma ürün verirken gelin görün ki bu bahçelerde enerji amaçlı kullanılma gerekçe gösterilerek maden ocağı ruhsatı verilmesine yönelik yönetmelik kanuna aykırı olarak hazırlanıp resmi gazetede yayımlanmıştır.Geriye yönelik akıl yürüttüğümüz  de bir çok sektörde olduğu gibi zeytincilik sektörününde çökertilerek ülkemizi bu konudada yabancı ülkelere bağımlı hale getirmenin bir başlangıcı bu yönetmelikle hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.Yasada maden sahası olarak kullanılacak zeytin bahçelerinden sökülecek ağaçların başka sahalara taşınarak dikilecek ve maden ocağı kapandığında alanın eski haline getirilerek yeniden zeytin dikileceğinden bahsedilmektedir.Ülkemizde bugüne kadar ÇED raporlarında yazılı olan güzel ifadeler faaliyet bittiğinde kullanılan alanların eski haline dönüştürülmesi bu anlamda geri dönüşüm projelerinin dahi uygulanmadığı çok(Taş,Kum,Kil ,Kireç,Altın ve Çeşitli açık maden ocakları vb.) yer bulunmakta ve bahsi geçen geri dönüşüm projeleri uygulanmadığı gibi taahhütler gereği hiç bir yaptırımda uygulanmamaktadır.

Yasayı delen bu yönetmelik şayet uygulanırsa o zaman yönetmeliğe yeni maddeler ilave edilerek zeytinlik alanların villa konut ve turistik tesis amaçlı kullanımı da başlatılmış olacaktır.Onun için bu yönetmeliğin uygulaması gündemden kaldırılmalı zira madenler yenilenebilir bir yeraltı zenginliği olmayıp bir defalık kullanımdan ibarettir.Halbuki zeytin ağaçları tamamen kuruyup yok olana kadar çok uzun yıllar meyve vermekte ve ülkemizi zeytin konusunda dışarı bağımlı olmaktan kurtararak milyonlarca dolar gelir sağladığı gibi toplum beslenmesinde de önemli bir katkıda bulunmaktadır.

ONUN İÇİN GEÇİCİ RANT İÇİN BU MUCİZE VE ALLAHIN AĞAÇLARINA GEREKEN ÖNEMİ VERİP ANADOLU İNSANININ GELECEĞİ ELİNDEN ALINMASİN.