31 Mart yerel seçimlerinde BBP İstanbul Beyoğlu Belediye Başkan adayı olan Ali Rıza Berberoğlu’nun Sarıyer’de karıştığı bıçaklı kavgada hayatını kaybetmesine ilişkin baba ile 3 çocuğunun yargılanmasına başlandı. Mahkeme, müebbet hapisleri istenen baba ile 2 çocuğunun tutuklu kaldıkları süre nedeniyle tahliyesine karar verdi.

31 Mart yerel seçimlerinde Büyük Birlik Partisi (BBP) İstanbul Beyoğlu Belediye Başkan adayı olan Ali Rıza Biberoğlu’nun 25 Mart 2020’de saat 17.00 sıralarında Sarıyer Kısırkaya’da karıştığı kavgada, bıçaklanarak hayatını kaybetmesine ilişkin baba ile 3 çocuğunun yargılanmasına başlandı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanıklar Uğur, Okan, Yavuz ve Hülya Özkurt, müştekiler Orhan ile Ahmet Biberoğlu ve tarafların avukatları hazır bulundu.

Duruşmada beyanda bulunan maktulün oğulları Ahmet ile Orhan Biberoğlu, olayı görmediklerini ancak sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.

“Sanıklar resmen katliam yapmak amacıyla hareket etmiştir”

Biberoğlu ailesinin avukatı Ahmet Çakar, mahkemeye yazılı olarak sunduğu savunmasında, “Savunmasız kişinin, önceden planlanarak ve olay sırasında işkence edilerek canavarca hisle öldürüldüğü halde iddianamede basit adam öldürme olarak değerlendirmiştir. Düşünün ki sanıkların elinden kurtulmaya çalışan yaralı, müvekkil sanıkların ısrarlı ve yoğun kastları sonucu bıçakla işkence edilerek öldürülmüştür. Sanıklar resmen katliam yapmak amacıyla hareket etmiştir. Tanığı da öldürmek istemiş, tanık kaçarak kurtulmuştur. Olayda tahrik yok, tartışma yok, adam öldürmek için tek bir sebep yok. O halde sanıkların açıkça canavarca his saikiyle hareket etmiş olduğunda en küçük bir şüphe yoktur” ifadelerini kullandı.

Sanık Okan Özkurt’un avukatı, sanığın eyleminin meşru müdafaa sınırları içinde işlendiğini belirterek tahliye talep etti. Sanık Uğur Özkurt’un avukatı ise sanığın olay yerinde bulunmadığını söyleyerek tahliyesini istedi.

“Beyanlar çelişkilidir”

Tanık ifadeleriyle müvekkilinin tutuklandığını söyleyen tutuklu sanık Hülya Özkurt’un avukatı, “Maktulün otopsi raporuna baktığımızda 122 promil alkollü olduğu, tek bıçak darbesiyle yaralandığı, DNA örneğinin ise erkeğe ait olduğu ortaya çıkmıştır. Tanıklardan İbrahim, müvekkilimin elinde balta olduğunu söylemiş, tanık Yunus ise müvekkilimi görmediğini belirtmiştir. Beyanlar çelişkilidir. Müvekkilimin tahliyesini talep ederim” dedi.

“Müvekkilimin ilgilenmesi gereken çiftliği vardır”

Duruşmada savunma yapan sanık Yavuz Özkurt’un avukatı ise “Maktulün müvekkilimle beraber tanık Erşen tarafından araca konulduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Müvekkilimin ilgilenmesi gereken çiftliği ve hayvanları vardır. Tahliyesini talep ederim” diye konuştu.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklar suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini istedi.

MOBESE kayıtları için Sarıyer İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazı yazılmasını talep eden duruşma savcısı, sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Sanıklar Yavuz, Hülya ve Uğur Özkurt’un mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıkları süre nedeniyle tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, sanıklar Hülya ve Uğur Özkurt hakkında ‘konutu terk etmeme’ ve ‘yurtdışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol tedbiri konulmasına hükmetti. Sanık Okan Özkurt’un tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, tahliye edilen Yavuz Özkurt hakkında imza şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmetti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 25 Mart 2020 tarihinde saat 17.00 sıralarında Sarıyer Kısırkaya Mahallesinde Okan Özkurt ile Ali Rıza Biberoğlu’nun tartışarak kavga ettikleri ve birbirlerine bıçakla saldırdıkları, şüpheli Okan Özkurt’un kardeşleri Hülya Özkurt, Uğur Özkurt ve babası Yavuz Özkurt’un da kavgaya karışarak maktul Biberoğlu’nu bıçakladıkları belirtildi.

İddianamede, maktulün tanık Erşen Kuruhasan’ı arayıp orman yolunda olduğunu söyleyerek yardım istediği, tanık Erşen’in arkadaşı İsmail Kır’ı arayıp maktulün tarif ettiği yere gitmesini söylediği ve kendisinin de o an yanında bulunan Yunus Tural ile maktulün yanına doğru yola çıktıkları ancak orman yoluna varmadan önce şüpheliler Hülya ve Uğur’un araçlarıyla tanıkların aracının önünü kestikleri kaydedildi.

Tanıklar İsmail ve Erşen’in maktulün tarif ettiği yere gittikleri, orada şüpheli Yavuz Özkurt’un elinde bir sopayla bulunduğunun anlatıldığı iddianamede, tanık Erşen’in Ali Rıza Biberoğlu’nu aracın içinde arka koltukta kanlar içinde gördüğü, aracın biraz uzağında Okan Özkurt’u gördüğü, tanık Erşen’in yaralı Ali Rıza’ya ne olduğunu sorduğu, Ali Rıza’nın ‘Yavuz ve çocukları bana saldırdılar’ dediği anlatıldı.

Şüpheli Okan Özkurt’un iddianamede yer alan ifadesinde, “25 mart 2020’de kendime ait at ile yayılmakta olan mandalarımızı toplamak için Kısırkaya’da bulunan ahırıma giderken yolun kenarında bir pikap park etmiş duruyordu. Ali Rıza Biberoğlu aracın arkasından bana, ‘lan mal kimsin?’ diyerek elinde bulunan bıçak ile saldırdı. Bu esnada atın üzerindeydim. Salladığı bıçak kalbime geldi ve battı. Can havliyle kendimi atan aşağı attım ve yere düştüm. Düşerken bıçağı bana salladı. Yüzümü kesti. Kendimi bıçaktan korurken ellerimi, vücudumu kesti. Elindeki bıçaktan tuttum. Yerde boğuşurken bıçak ona da geldi. Ali Rıza Biberoğlu bana saldırırken ne düşündü bilemiyorum. Kavga esnasında hiç konuşmadı. Sonra bir şekilde elinden kurtuldum. Kesinlikle elinden bıçak almadım” denildi.

Şüpheli Okan Özyurt’un soruşturma aşamasında alınan ifadesine yer verilen iddianamede, “Bıçak hep onun elindeydi. Kendimi savundum kesinlikle bıçaklamadım. Ancak boğuşma esnasında bıçak ona zarar vermiş olabilir. Kardeşim Hülya’yı aradım. Yanıma gelerek beni araca bindirip hastaneye götürdü. Biz kavga ederken olay yerinde kimse yoktu. Kavga esnasında sadece Ali Rıza’nın bana salladığı ve yaraladığı bıçak vardı. Benim üzerimde herhangi bir kesici ya da delici alet yoktu. Ben kardeşimi beklerken Ali Rıza Biberoğlu’nun yanına İsmail ve ismini bilmediğim bir şahıs geldi. Ali Rıza’yı araca bindirerek gittiler. Ali Rıza Biberoğlu’nu uzaktan ismen tanırım. Bu şahısla ilgili hiçbir husumetim yoktur. Kendisinin bana neden saldırdığını bilmiyorum” diye belirtildi.

İddianamede, şüpheli Okan Özkurt’un ‘kasten öldürme’, Hülya Özkurt, Uğur Özkurt ve Yavuz Özkurt’un ise ‘iştirakken kasten öldürme’ suçlarından müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.