Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, yaş çay hasadında sıkıntı yaşanmaması için bir takım tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Pehlevan, hasada günler kala açılacak çay sezonu için gerekli olan işçi ihtiyacının temini ve çalışma sırasındaki riskleri en aza indirilmesi gerektiğine dikkat çekerek Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde bölge illerindeki tarım sektörünün bütün paydaşlarının bulunduğu çay tarım komisyonu kurulması gerektiğini belirtti.

Salgın nedeniyle her yıl çay hasadında çalışan yaklaşık 40 bin yerli ve yabancı tarım işçisinin büyük bir kısmının hasada gelemeyeceğini kaydeden Pehlevan, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Ordu’dan Artvin Sarp Sınır Kapısına kadar 848 bin hektar alanda yaklaşık 200 bin üretici ailenin çay tarımı ile uğraş verdiğini hatırlattı. Pehlevan, “Çay, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Ordu’dan Artvin Sarp Sınır Kapısına kadar yaklaşık 848 bin hektar alanda 200 bin kadar üretici aile tarafından yapılmaktadır. Bölge ve bölge dışında iki milyondan fazla insanın geçim kaynağıdır. Yıllar arasında değişmekle birlikte 1 milyon 180 bin ton ile 1 milyon 450 bin ton arasında değişen miktarlarda yaş çay üretimi yapılmaktadır. Üretilen yaş çayın 151’i özel sektör,46 sı ÇAYKUR’a ait 197 fabrikada işlenerek yılda 230 ile 250 bin ton kuru çay elde edilmektedir. Dünya çay komitesinin hazırladığı ‘Dünya çay raporu’sonuçlarına göre çay üretim sıralamasında 5. sıradayız. Aynı zamanda bölge ekonomisine, istihdamına ve dolayısıyla göçün azalmasında çok önemli bir sektördür” dedi.

Bölge illerindeki tarım sektörünün bütün paydaşlarının bulunduğu “Çay Tarım Komisyonu" kurulması gerektiğini kaydeden Pehlevan, “Çin’in Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) bölgemiz tarımında olması muhtemel etkilerini en aza indirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu kara günleri mümkün olan en az hasarla atlatmanın yolu planlı ve bütüncül hareket etmekten geçer. Bu bağlamda Tarım ve Orman Bakanlığının öncülüğünde Bölge illerinde ki tarım sektörünün bütün paydaşlarının bulunduğu “Çay Tarım Komisyonu” kurulmalıdır. Bu komisyon eş güdüm halinde, stratejik sektör olan tarımsal üretim için üreticiden tüketiciye kadar sektörün bütün paydaşlarıyla planlanmalıdır. Bölgedeki kamu kurum ve kuruluşları, Üniversiteler, Araştırma kuruluşları, ilgili Özel Sektör ve özellikle sahada tarımsal faaliyetin içinde bulunan ilgili STK’ların katılımı sağlanmalıdır. Salgın nedeniyle her yıl çay hasadında çalışan yaklaşık 40 bin yerli ve yabancı tarım işçisinin büyük bir kısmı hasada gelemeyecek. Özellikle Gürcistan ve Azerbaycan’dan gelen işçilerin sınırların kapatılması nedeniyle gelemeyeceği kesin görünüyor. Hasat için bahçe sahipleri ve Ülke içinden iş gücü temini için bir hareket söz konusu olacaktır. Tam da tehlike burada başlıyor. Hasada günler kala açılacak çay sezonu için gerekli olan işçi ihtiyacının temini ve çalışma sırasındaki riskleri en aza indirmeliyiz. Bunun konu uzmanı Ziraat Mühendislerinden tarım işçisi tedarik firmaları kurulması ve bu firmalar devlet tarafından teşvik edilmelidir. Yetkilendirilmiş bu kurumlar, işçilerin hedef tespit ve hareket takibi çizelgesi oluşturularak hastalık ve yer değişiklikleri bu firma aracılığı ile takipleri sağlanmalıdır. Bu firmalar aynı zamanda tarımsal anlamda işletmelere eğitimli iş gücü temin edeceklerdir. Böylelikle profesyonel bir ekip çalışması ile birim alandan elde edilen gelir ve ürün kalitesi yükselecektir. Ayrıca sağlık sorunlarının tespiti ve koronavirüs tehdidi için eğitimler bu firmaların sorumluluğunda verilerek gerekli çalışmaların yapılıp yapılmaması da kamu tarafından kontrol edilmelidir. Acilen yol serbesti belgesi için çay hasadına gelenlere çay bahçesi sahibi ve tarım işçilerine kolaylık sağlanmalı.Geldikleri yerde ve ikamet edecekleri yerlerde sağlık kontrolleri yapılmalı ve karantina tedbirleri uygulanmalıdır. Çay hasadı ile ilgili çalışma yürüten tüm personel ve tarım işçilerinin hedef tespit ve hareket takibi çizelgesi olmalı. Salgının bölgede yayılmasının engellenmesi için çay hasadı ve işlenmesi için önlemler en üst seviyede alınmalıdır” diye konuştu.

"ÇAYKUR VE ÖZEL FABRİKALAR ÖZEL KONTROL BİRİMLERİ OLUŞTURUP EYLEM PLANLARINI ŞİMDİDEN HAZIRLAMALI"

ÇAYKUR ve özel fabrikaların eylem planlarını şimdiden hazırlaması gerektiğini belirten Pehlevan, “Hasat başladığında periyodik mobil sağlık hizmetleri tarafından sağlık kontrolleri bulundukları yerlerde yapılmalı ve alım merkezlerinde ateş ölçer bulundurulmalıdır. Fabrikalarda ve sahada çalışan teknik elemanlar, işçiler ve diğer personeller için periyodik olarak virüsten korunma eğitimleri verilmelidir. Çay hasat, işleme, paketleme, nakliye, teknik elamanından tarım işçisine kadar süreçte çay ile temasta olabilecek kim varsa yapmış olduğu görevle alakalı koruyucu tulum, siperlik, eldiven, maske ve dezenfeksiyon elamanları olmadan görev yaptırılmamalıdır. Virüsün tarladan paketlemeye kadar bir çok işlem ve kişinin teması sürecinde yayılma ihtimalleri konusunda risk analizleri yapılmalı. Çayın geleceği hakkında ilgili kurum, kuruluş ve STK’lar ile kısa ve uzun vadeli ortak bir eylem planları hazırlanmalı. ÇAYKUR ve özel fabrikalar özel kontrol birimleri oluşturup eylem planlarını şimdiden hazırlamalıdır. Fabrikalarındaki havalandırma sistemleri çalışır durumda olmalı fakat yüzde 100 taze hava ile çalıştırmak, kesinlikle karışım havası kullanmamak. Gerek görülmesi halinde çay alım merkezlerinde kolluk kuvveti bulundurulup, koruyucu önlemleri olmayanın çayı teslim alınmamalıdır” dedi.

"ÜRETİCİSİNİN KARARSIZLIĞININ GİDERİLMESİ LAZIM"

Üreticinin kararsızlığının giderilmesi gerektiğini ifade eden Pehlevan, “Üreticisinin kararsızlığının giderilmesi lazım çünkü; 250 bin ton civarında kuru çay üretimi ile dünyada 5. sıradayız. Kişi başı tüketimde ise 3-4 kg ortalama ile birinci sırada olduğumuz bu üründe üretimi sürdürülebilir kılmak zorundayız. Yabancı tekellerin ellerine bırakılmadan Türk tarımının ve çiftçilerin kazanacağı çay politikaları uygulanmalıdır. Geçim kaynağı çay olan bölge insanının çayını tarladan toplayamaması durumunda üretici kazanç kaybına uğrayacak ve fabrikaların kapanması söz konusu olacaktır. Böyle bir durumda fabrikalarında çalışan işçilerin işsiz kalması ve geçimini dolaylı yoldan çay hasadına bağımlı olan 2 milyondan fazla insanın yaşamını etkileyecektir. Bu da bölge ekonomisi için telafisi imkansız sorunlar oluşturacaktır. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen tarım ülkemizin, bölgemizin stratejik potansiyelidir. Fakat umutsuz olmayalım hep beraber çalışarak sıkıntılı günleri aşacağız, aşmalıyız” ifadelerini kullandı.

(Bekir Koca /İHA)