DÜZCE (AA) - TAYYİB HOŞBAŞ - Düzce'nin Akçakoca ilçesinde geçen ay yaşanan su baskını ve toprak kaymasında zarar gören bölgelerde ekiplerin iyileştirme çalışmaları devam ederken, yöre halkı Kurban Bayramı'na hazırlanıyor.

Bölgede 17-18 Temmuz'da meydana gelen sel felaketinin ardından ekiplerin hayatı normale çevirme çalışmaları sürerken, köylüler evlerinde buruk da olsa bayramı geçirebilmek için temizlik çalışması yapıyor.

Evlerinde kullanılamayacak durumdaki malzemeleri dere yatağına çıkartarak yakan vatandaşlar, yaşadıkları önceki bayramların aksine buruk bayram için telaşlarını sürdürüyor.

Selden en fazla etkilenen Akçakoca ilçesine bağlı Esmahanım ve Uğurlu köylerinde vatandaşlar, Kurban Bayramı için evlerinin önünü temizliyor.

Esmahanım köyünde sel sonrasında bayrama hazırlık yapanlardan Sebahat Akar (73), o gün yaşadıklarını, AA muhabirine anlattı.

Akar, 60 yıldır Esmahanım köyünde yaşadığını ve daha önce böyle bir felaketle karşılaşmadığını söyledi.

Selin yaşandığı saatlerde uyuduğunu, kızının kendisini uyandırdığını aktaran Akar, şöyle konuştu:

"Böyle bir şey görmemiştik. Burada sel olmuştu ama ilk defa bu kadar büyük afet oldu. O gece ben uyuyordum, saat gece yarısı olmuştu. Namazımı kıldım, yatmıştım. Kızım yağmur yağmaya başlayınca 'Anne kalk, gidelim.' dedi. Ben 'Ayetel Kürsi'yi oku, yat, hiçbir şey olmaz.' diyormuşum. Evin önü ne güzel bahçe, çimenlik, duvarlar falan vardı. Su dizlerimize kadar geliyordu, yan eve geçtik. Yarım saat içerisinde dere bizden tarafa geldi. Sabaha kadar uyumadık. Diğer komşular da yanımıza geldi, sabah 08.00'de bizim mahalleden 5 tane ev suya kapılıp gitti."

- "Allah ne verdiyse ona razıyız"

Akar, çok üzüldüklerini ve uzun süre bölgeye gelemediklerini dile getirdi.

Evinin önünde selden önce çok güzel, yeşil bir bahçenin olduğunu aktaran Akar, "12 günün üzerine kalkıp buraya geldik, 'evimizdir, temizleyelim' dedik. Üzüldük, ağladık, bir şeyler oluyor işte. Elhamdülillah, Allah razı olsun ki, sularımızı, her şeylerimizi gönderiyorlar. Biz arsızlık yapamayız, Allah ne verdiyse ona razıyız. Allah, olanı güle güle yedirsin, içirsin. Allah devlete, millete zeval vermesin." diye konuştu.

Esmahanım köyüne 17 yaşında gelin olarak geldiğini belirten Akar, "Ömrüm burada geçti. Ne yapalım, Allah'tan gelene 'Amenna' diyeceğiz. Allah beterinden korusun, bu günlerimizi aratmasın... Kısmet olursa, Allah izin verirse bayramda burada olacağız." ifadelerini kullandı.

Akar, fındık toplamak için yetkililerden izin aldığını, hasattan sonra evinin yıkılmasıyla beraber imkanı olursa yeniden ev yapacağını ifade ederek, "Mecbur buralara geleceğiz, buralardan çıkılmıyor." dedi.

- "Allah'a şükür ki canımıza bir şey olmadı"

Uğurlu köyünde yaşayan 55 yaşındaki Uğur Apaydın da sel günü büyük mücadele verdiklerine değindi.

Gece saat 02.00 sıralarında uyandıklarına işaret eden Apaydın, şöyle konuştu:

"O sıralarda bir ufak sel geçti. O esnada ahırdaki hayvanları çözmeye çalıştık, çözemedik. Su çok gelince evi terk ettik. Karşı mahalleye geçtik, orada da her şey perişan olmuştu. Sabah ezanına kadar vatandaş çok mücadele verdi. Köyün farklı bölgesindeki kümeste olan insanları kurtarmaya gittik ama orada da başarılı olamadık. Daha sonra evimize döndük, hayvanları kurtardık. Biz de yüzerek canımızı kurtardık. Ben sele kapıldım, 20-30 metre sürüklendim. Tekrar yüzerek evime geldim. Allah'a şükür ki canımıza bir şey olmadı. İnsanların canı, sevdikleri gitti. Onların yanında bizimkisi hiçbir şey değil. Yüce Allah yeşilliği verdi bize, yine verir ama biz insanlığımızı bilelim. Allah hem verir hem alır. Bayramı da Allah verir, her şeyi verir Allah. Veren de o, alan da o, şükürler olsun ki canımız sağ."