İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, "Oruç tutmak, öncesinde sağlıklı olan bir kişinin direncini düşürmez. Bu nedenle oruç tutmanın Kovid-19 pandemi sürecinde bağışıklık için risk oluşturmadığını söyleyebiliriz." dedi.

Şenateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanda günlük yeme içme alışkanlığının değiştiğini, bunun çoğunlukla iftarda ve sahurda fazla yemeyi beraberinde getirdiğini söyledi.

Şenateş, oruç tutmanın bağışıklığa etkilerine ilişkin şunları kaydetti:

"Yapılan bilimsel çalışmalarda oruç tutma sırasında bağışıklık sisteminin önemli bileşenlerinden olan immünglobulin (Ig) seviyelerinde azalma olmadığı saptanmıştır. Özellikle bakılan IgA, IgG ve IgG seviyelerinin de oruç tutma ile değişmediği belirlenmiştir. Yapılan başka çalışmalarda vücudun hücresel bağışıklığının diğer önemli bileşeni olan alyuvarların (lökosit) aktivitesinin ve dolaşan immün kompleks miktarının oruç ile değişmediği kanıtlanmıştır. Sonuç olarak oruç tutmak, öncesinde sağlıklı olan bir kişinin direncini düşürmez. Bu nedenle oruç tutmanın Kovid-19 pandemi sürecinde bağışıklık için risk oluşturmadığını söyleyebiliriz."


- "İftardan sahura kadar 3 öğün yapılmalı"


Medicana Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Maria Tanoğlu da yeterli ve dengeli beslenmeyle koronavirüs salgını sürecinde bağışıklık sistemini koruyarak oruç tutmanın mümkün olduğunu vurguladı.

Tanoğlu, "Bağışıklık sistemi zayıf olanların koronavirüse yakalanma oranının daha yüksek olduğunu biliyoruz. Güçlü bir bağışıklık için ise sağlıklı ve dengeli beslenmek oldukça önemli. Bunun için günlük tüketilmesi gereken protein, yağ ve karbonhidrat dışında yiyeceklerden vitamin ve mineralleri de yeterli miktarda almalıyız. Aksi takdirde vücudumuzun viral enfeksiyonlara yakalanma riski artacaktır." diye konuştu.

Tanoğlu, oruç tutarken sağlıklı beslenme dengesini koruyacak önerilerini şöyle sıraladı:

"İftardan sahura kadar 3 öğün yapılmalı. Birinci öğün, ön iftar dediğimiz öğündür. 1-2 bardak su içildikten sonra 1 dilim peynir, 1-2 adet hurma, 1-2 adet ceviz, 2-3 adet zeytin seçeneklerinden biriyle başlanmalıdır. İkinci öğün, esas öğündür. Ana yemekten önce 1 kepçe çorba içilmeli. Ana yemeğin yanında salata, yoğurt/ayran, ekmek, pilav ve makarna gibi bir karbonhidrat kaynağı tüketilmelidir. Üçüncü öğün, sahurdan önce yapacağımız, bağışıklığımız için büyük rol oynayan ara öğündür. Meyve, ev yoğurdu, kefir, çiğ kuru yemiş gibi bir ara öğün mutlaka yapılmalıdır."


- "Multi vitamin takviyesi alınmalı"


Sahura mutlaka kalkılması gerektiğini belirten Tanoğlu, sahuru atlamanın bağışıklık sistemi için risk teşkil ettiğini söyledi.

Tanoğlu, "Güçlü bir bağışıklık için sahurda maydanoz, roka, kırmızı/yeşil biber gibi C vitamini zengini sebzeler tüketin. İyi bir protein kaynağı olan yumurtayı tercih edin. Multi vitamin takviyesi kullanılabilir." dedi.

D vitamini takviyesinin önemine dikkati çeken Tanoğlu, şunları kaydetti:

"Koronavirüs salgını sürecinde evde olduğumuz için D vitamininden mahrum kalıyoruz. D vitamini, gıdalarla takviyesi pek mümkün olmayan bir vitamindir. Ayrıca, demir gibi bazı mineral veya vitamin depolarınız çok düşükse bağışıklığınızı güçlendirmek için bu eksikliklerin giderilmesi gerekir. Ramazan boyunca multi vitamin takviyesi alınması uygun olacaktır. Şunu da belirtmeliyim ki metabolik bir rahatsızlığı olanlar veya düşük bağışıklık öyküsü olanlar doktor onayıyla oruç tutmalı."


- Hipertansiyon ve diyabet hastalarına uyarı


Medicana International Samsun Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Taner Akdere de hipertansiyon ve diyabetin kronik hastalıklar olduğunu, bu hastaların ilaçlarını düzenli ve saatinde kullanması, bu nedenle de bu tür hastalığı olanların daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Akdere, devamla şunları kaydetti:

"Hipertansiyon ve diyabet hastalarının sağlık konusunda sıkıntı yaratacak herhangi bir durum değişimine izin vermemeleri gerekir. Gereklilik halinde oruç tutmamaları gerekir. Önce kendi sağlığımızı korumamız, sağlıklıysak ve bedenimiz de oruç tutmaya müsaade ediyorsa oruç tutmalıyız.

Hipertansiyon hastalığı olan hastaların düzenli olarak tansiyon ilaçlarını kullanması gerekir. Birden fazla ilaç kullanmak zorunda olan, tansiyonu kontrol altına alınamamış hipertansiyonlu hasta kesinlikle oruç tutmamalıdır. Çünkü gün içerisinde ilaç içemediği zamanlarda tansiyon çok yükselecek ve hayati tehlike oluşturacak, belki de telafisi olmayan durumlara neden olacaktır. Felç geçirme (beyin damar tıkanıklığı veya kanamaya bağlı), kalp krizi geçirme, göz dibi kanamaları ve periferik damarlarda kanama ve tıkanıklık yapma gibi..."


- "Günlük tansiyon ölçümleri unutulmamalı"


Taner Akdere, diyabeti ve hipertansiyonu olan hastaların şeker ve tansiyonunun kontrolü zorlaştığı için oruç tutmamalarının daha doğru olacağını belirterek, "Şeker ve tansiyon hastalarının ilaçlarını düzenli, saatinde kullanmaları, tuzdan ve şekerden uzak durmaları kendi sağlıkları açısından faydalı olacaktır. Günlük tansiyon ölçümlerini yapmaları, kan şekerlerini (açlık ve tokluk) takip etmeleri ve kendi doktorlarına zaman zaman bu ölçümler ile gitmeleri gerekmektedir." diye konuştu.

Akdere, sağlıklı yaşam sürmenin temelinin sağlıklı birey olmadan geçtiğine işaret ederek, "Dinimiz de sağlığı tehlikeye sokacak şekilde ibadet etmemize müsaade etmemektedir." dedi.