Seviyorsa; ölüyor!

Sevmiyorsa; ölüyor!

Gidiyorsa; ölüyor!

Kalıyorsa; ölüyor!

Söylüyorsa; ölüyor!

Susuyorsa; ölüyor!

Gülüyorsa; ölüyor!

Ağlıyorsa; ölüyor!

Kaçarı yok.

Hep ölüyor.

Katledilmesi için…

Yani bu acıyı tatması için…

Bir başına kadın olması yetiyor.

Memlekette bahaneler değişiyor, taktikler, teknikler değişiyor…

İsimler, adresler, hayaller ve nicesi…

Değişmeyen tek şey, adamım diye geçinen sözde erkeklerin kadına yönelik algısı, bakışı.

Daha birkaç gün önce dünyayla izledik.

Cerahatli beynin son kurbanı 38 yaşındaki Emine Bulut.

Evladının gözü önünde, boğazına saplanan bıçakla koparıldı hayattan.

Oluk oluk kanı akarken, 10 yaşındaki kızıyla baka kaldık öylece.

Milletçe kanımız dondu, yüreğimiz parçalandı ama gösterdiğimiz bu refleks bir kadının daha yok olmasını önüne geçemedi.

Sorsan erkek…

Yani kıskanan, öfkelenen, kadının yaşam hakkını kendi elindeymiş gibi gören o zihniyet namusunu temizledi, kendince kadına hakkını iade etti.

Öyle veya böyle…

Ne bu bahaneler bitiyor, nede cinayetler.

Rakamlar ayan beyan.

İstatistiklere göre son 7 yılda yüzde 1500 artmış kadın cinayetleri.

Kıyaslamak her iki kefe içinde acı verici ancak, geçtiğimiz yıl erkek katline kurban giden kadınların sayısı terör olaylarında toprağa düşen vatan evlatlarından kat be kat daha fazla.

Demek oluyor ki memleketin başına musallat olmuş bu musibet de terörden geri kalmış değil.

Sorunlu algı, panzehiri bulunmayan virüs gibi…

Bütün ülkeler kadına şiddetten muzdarip.

Öyle ki.

BM verilerine göre yaşamları boyunca erkekler tarafından en az bir kez şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 35.

Dolayısıyla çare arıyor herkes.

Türkiye’de özellikle son yıllarda üretilen politikalarla, sosyal yaşamda kadına verilen özgürlük ve haklarla mevcut iktidar kadın için elinden geleni yapmakta, lakin herkesin gördüğü üzere soruna kaynak olan erkekteki zihniyete manen müdahale edilmediği sürece bu cinayetlerin sonu hiç gelmeyecek.

Bununla ilgili atılması gereken adımı da bence devleti yönetenlerden ziyade toplumumuzun en önemli ve en küçük yapı taşı olan ailelerimizin atması gerekiyor.

Ancak böylelikle, yani erkeklere temelden aşılanacak bilinç ve sorumlulukla bu haberler son bulur.

Yoksa.

Hiç kimse erkeklerin gür sesinin, kadından ziyade şiddete karşı çıkmasını beklemesin.

Sağlıcakla…