Dünyada yaşanan siyasal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler çalışma biçimlerinide onemli ölçüde etkileyerek sonuçta küreselleşen göç olaylarıda ciddi haraketlenmelere sebep olmuştur.Bu bağlamda bireyler bulundukları ülke koşulları ve yaşam olanaklarını diğer ülkelwrle kıyasladıklarında iletişim ve sosyal ağlar üzerinden göç etme kararını verme zorunda kalmaktadırlar ki bunada günümüzde beyin göçü denilmektedir.Özellikle ikinci dünya savaşından sonra uluşlararası sermayenin yatırımları yoğunlaştırıp üretimi geliştirmesi sonucu az gelişmiş ülkelerden önemlı ve nitelikli beyin göçü bu güçler tarafından transfer edilmeye veya kabullenilmeye başlanmıştır.

İnsanlar genellikle bulundukları ülkelerde geleceklerini gerçekleştirmenin zor olduğunu gördükten sonra kendilerini güvence, rahat ve sıkıntısız yaşayabilecekleri ülkelere göç etmek gibi bir zorunluluk içinde görmeye başlamışlardır.Yani günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesi, sunduğu imkanların insanlar üzerinde belirleyici olmaları özellikle gençleri istediğini almak gibi gayret sarfeden bir konuma getirmiştir.Onun için tamda bu noktada Türkiyede yaşayan gençler gelecekten beklendilerini ve hedeflerini dünyadaki gelişmiş ülkelere göre yeniden belirleme ihtiyaçı duymaktadırlar.Son yıllardaki göç daha önceki göç haraketlerinden farklı olup, daha refah içinde yaşama şansı arayan nitelikli bireyler bu anlamda geçim seviyesi yüksek olan ülklere göç etme arayışı içine girmişlerdir.

Dış göç olarak değerlendirilen bu durum ciddi anlamda beyin göçü olup, ülkemiz kaynakları kullanılarak çok iyi eğitilmiş insanların kaybı anlamına geldiği gibi bir jenerasyonunda kendi alanını boş bırakması anlamına gelmektedir.Yani göç alan ülkeler bu nitelikli insanları sıfır maliyetle ülkelerine kabul edip geleceklerini garanti altına almak ićin önemli ulusal sektörlerinde çalıştırmakta ve bizde bu ülkwlerden ithalatla mal almaktayız.Beyin göcü veren ülkeler arasında bulunan ülkemiz son yıllarda başta bilişim ve sağlık olmak üzere yüksek niteliğe sahip insanlarımız ülkemizi terk ederken geri dönmek için ciddi stratejiler ve ulusal politikalar oluşturulması anlamında analizler yapılmalı ve neoliberalizmin bu eylemine ülkemizde son verilmelidir

Ülkemizden olan beyin göçunun temelinde işsilik ve çalışanların aldığı ücretin yaşamlarını sürdürebilmeleti için yeterli olmaması, nüfus artışı,eğitim ve işgücü piyasasının düşüklüğünden düzensizliğinden kaynaklanan sorunlar yatmaktadır.Ülkemizde gençlerin karşılaşdıkları sorunlar, zorluklar ve beklentileri çözülmediği sürecede beyin göçü devam edecek Türkiye aklını kaybederek beka sorunu devreye girerek dahada derinleşecektir.Ülkemiz gençleri daha ziyade eğitim amaçlı, lisans ve lisansüstü kariyerlerini tamamlamak gelişmış ülkeletin üniversiteletinde geçici bir süre eğitim alarak ülkemize geri dönmek üzere gitmelerine rağmen bir çoğu dönmemektedir.

Halbuki ülkemuzde Devlete ve özel sektöre ait ikiyüz civarında üniversiteninde ne yaptığını anlamak mümkün değildir.Akademik özgürlüğün olmaması ve mali imkanlar ile ar-ge araştırmalarına önem verilmemesi vs.çağın gereksinimlerinden yoksunluk beyin göçünü tetikleyen ayrı bir sorundur.Ülkemizde üniversite sınavında ilk bin'e giren gençlerin ilk hedefi okulları(ODTÜ, İTÜ ve BOĞAZİÇİ vs.gibi) bitince yurt dışına gitme gibi planlarının olması "İNSANIN YENİDEN ÜRETİLMESİ" gibi bir ülkenin geleceğini belirlemede temel taş olan eğitimin yokolmasına yol açabilecek ciddi bir risktir.

İşin en sorunlu yanı nitelikli insanlarımızın yaşam koşullarının yeterli düzeyde olmaması kariyer yapma ve araştırma olanaklarının kısıtlı olması beyin göçünü artırırken bunun yanında ülke geleceģimizide kaçırıyor olmamız ve diğer ülkelerle olan rekabette gerilerde kalmak gibi bir çıkmaz içine düşmemiz olacaktır.Bugün ABD'lerini ABD yapan Avrupayı A…