Turizm, ülkelerin bacasız fabrikası olarak tanımlanır. Dünyanın ekonomik sorunlarla boğuştuğu bu dönemde, turizm gelirinin önemi çok artmaktadır. Turizmin önemi bu denli ortada iken şehrimizin turizm ile ilgili daha bilinçli ve hassas davranıp daha doğru aksiyonlar üretmesi gereklidir. Trabzon tam anlamı ile bir turizm şehridir ve bir turizm şehrinde olması ve yapılması gereken kural ve kavramlarla yönetilmelidir.

Peki yönetiliyor mu?

Şehirdeki olaylara ve gelişmelere bakarsak bu konuda çok eksiklik var. Bu eksikliklerin yarattığı boşlukları bir sürü gereksiz şey dolduruyor. Turizm, fazlasıyla hassas yönetilmesi gereken bir konudur. Hassasiyet gösterilmediğinde ne sonuçlar yarattığını geçmiş deneyimlerimizde görebiliriz. Şehrimizle ilgili son zamanlarda çok fazla lüzumsuz paylaşımlar ve söylemler oluşturuluyor. Bu çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

Bu konuda Valimizden, Belediye Başkanlarımızdan başlayıp şehrin her organına sorumluluk düşmektedir.

Şehirde konuşulan olumsuzlukların giderilmesi ve gelecekte de olmaması için, bu şehirde yaşayan herkese turizm bilincinin aşılanması gerekiyor. Bu bilincin eksikliğini, saçmalıklarını ve gereksizliklerini şehrin çok yerinde görüyoruz. Sonra da bu gereksizliklerin düzeltilmesi için birçok aksiyon alınmaya çalışılıyor. Bu bilinç, topluma aşılanırsa bu aksiyonlar en baştan alınmış olur, bu kadar gereksizlikle zaman kaybedilmez ve daha kontrollü bir süreç işletilmiş olur.

Trabzon’a gelen turistlerin çok büyük bölümü Müslüman Araplardır. Amaçları tatil yapmak, gezmek, görmek, harcamak, dinlenmek, eğlenmek, ticaret yapmak ve ülkelerine geri dönmektir. Bizim amacımız ise bu hizmeti sunmak, harcama yapabilecekleri seçenekleri arttırmak ve ülkemize tekrar gelmelerini sağlayacak ve çevrelerine Trabzon’a gitmelerini tavsiye ettirecek izlenimler bırakmaktır.

Peki biz ne yapıyoruz?

Çok hassasiyet gösteren bir kesim olmasına rağmen, bunu önemsemeyenler de var. Onları yonulacak kaz gibi görüp, ekonomik kayıplarımızın hepsini onlardan çıkartmaya çalışıyoruz. Kıyafetlerinden, yaşam şekillerine kadar bir sürü şeye takılıyoruz. (Yine geçmişten ders çıkartmıyoruz.) Türkiye’deki ve Trabzon’daki sorunları Araplar yaratmıyor. Mesela enflasyonu ve hayat pahalılığını onlar yapmadı. Onlar yiyebiliyor, gezebiliyorsa, biz yiyemiyor, gezemiyorsak bunun suçunu onlar üzerinden gündem etmek doğru değil. Biz ne sunuyorsak, onlar onu yapıyor.

Kimse şunu göz ardı etmesin, bu ekonomik zorluk dönemin de Arap turizmi bu şehrin ve ülkenin bir nebze nefesi olmuştur.

Diyorum ki bu turistler Arap değil de farklı milletlerden olsaydı biz aynı şekilde mi konuşurduk! Trabzon’a ya da Türkiye’ye Arapların gelmesi bizlerin Araplaşması demek değildir. Konuyu böyle okumak en yanlış tarafıdır. Araplar kendi ülkelerinde yaşadıkları ve davrandıkları gibi burada hareket ediyorlar.

Yukarıda da dediğim gibi bu şehirde bir turizm bilinci oluşturmamız ve her geçen gün bunu geliştirmemiz gerekiyor. Peki, bu bilinç nasıl oluşturulacak? (Bu konu başlığı yazıyı çok uzatacağı için sadece soru ile geçiştireceğim. Sadece şehrin ilgili organlarının sorumluluğu olduğunu belirtmek istiyorum)

Şehrin tüm organları bir araya gelip aksiyon ve eylem üretmelidir. Toplantı yapmalıdır demiyorum. Toplantılar ne işe yarıyor gören bilen varsa söylesin. Herkes ben dedim diyor, ama bugüne hizmet edecek hiçbir şey görünmüyor. Altın yumurtlayan tavukların yumurtasını değil de gövdesini yemeye odaklandık gibi görünüyor.

Turizm süreci ile ilgili bazı tespit ve önerilerimi paylaşmak istiyorum.

- Bir turizm açılış sezonu tarihi belirlenmeli ve şehrin idari makamları tarafından sezon açılışı belirli etkinliklerle yapılmalı ve şehre turizmle ilgili hassasiyetler bildirilmelidir.

- Trabzon’u 3 ay değil 12 ay turizm şehri yapacak planlar ve projeler oluşturup geliştirilmeli ve acilen yatırıma dönüştürülmelidir. (Teleferik, görüntü kuleleri, restoran ve eğlence alanları gibi imar alanları yaratılmalı, projeler geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir.)

-Kısa zaman da yeni turizm rotaları ve harcama yapacakları alanlar arttırılmalı, turistin daha fazla harcama yapacağı şeyler hayata geçirilmelidir. (Eğlence alanı, çocuk park ve eğlence alanı gibi)

-Acilen turizm geliştirme, ihbar ve öneri merkezi oluşturulmalı ve etkin bir şekilde çalıştırılmalıdır.

-Trabzon’da 12 ay boyunca turizm ile ilgili eğitim seferberliği başlatılmalı ve hayata geçirilmelidir. Bunun için STK’lar ve meslek odaları ve ticaret odaları daha fazla sorumluluk almalı ve yönlendirmelidirler.

-Vergi ve kayıt dışı ne varsa önüne geçilmeli, kayıt altına alınmalı ve vergilendirilmesi sağlanmalıdır. Geçmeyenlere yönelik ağır cezai müeyyideler uygulanmalıdır.

-Turizme hizmet verecek dil ve hizmet kalitesi geliştirilmelidir

-Turizm danışma ofisleri arttırılmalıdır. Turistlere turlar ve turizm danışma ofisleri aracılığıyla gerekli hassasiyetler bildirilmeli nelere dikkat etmeleri gerektiği toplam faydamıza zarar vermeyecek şekilde anlatılmalıdır.

-Turizme hizmet edecek polis ve zabıta kadroları acilen devreye alınmalıdır. (Bir dönem turizm zabıtası vardı. Neden kaldırıldı?)

-Turizme hizmet belgesi olmayan her yer acilen tespit edilmeli, kayıt altına alınmalı ve yeterlilik belgesi şartı konulmalıdır.

-Fahiş fiyat kavramlarının önüne geçilmeli ve sıkıca kontrol edilmeli ve aşırı fiyat uygulamaları cezalandırılmalıdır. Her işletmenin fiyat ve ücret etiket menüleri olmalı. Adisyon mecburiyeti olmalı. Turist hizmetini almadan önce ne ödeyeceği konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Aynı yemeğe Türk vatandaşı 500 TL Arap 1500 TL ödememeli. Turizm bölgesi ise o bölgenin gerçeğine göre fiyat listeleri olmalıdır.

-Bu süreç kişileri değil toplumu zenginleştirecek nitelikte yapılmalıdır.

-Şehre ve bölgeye turizm teşvikleri arttırılmalıdır. (Trabzon’da turizmle ilgili daha fazla proje üretilmeli ve yatırımcılar çekilmelidir.)

-Global markaları şehre çekecek, özendirmeler oluşturulmalı ve şehre gelmeleri sağlanmalıdır. (AVM’lerden bahsetmiyorum. AVM’ler şehrin ekonomisinin şehir dışına transferi demektir)

-Şehri tanıtıcı çok fazla içerik hazırlanmalı ve şehrin her bölgesinde turizm sezonunda kullanılmalıdır. (Tanıtım videoları, billboardlar, afişler posterler vs )

- Bu turizm sürecinde önemli gelir kalemlerinden biri olan sağlık turizmi de tanıtılmalı ve şehir bu yönüyle de güçlendirilmelidir.

Bu süreci seyrederek, eleştirerek birbirimizle laf yarıştırarak değil oyunu kurallarına göre oynayarak yönetmemiz gerekiyor.

Bacasız fabrikaları söndürmeyelim.

Altın yumurtlayan tavukları kesmeyelim.

Lütfen, Trabzon’u ve Trabzon turizmini baltalamayın. Baltalamak isteyenlere de izin vermeyin.

Şehrin ileri düzeyinde sorumluluk sahibi olan herkesin taşın altına elini koymasını rica ediyorum.

Bu şehrin herkesin koltuğundan ve çıkarından daha büyük olduğunu kimse unutmasın.