Her şehrin belli başlı önemli cazibe merkezleri vardır ve gelen misafirler o cazibe merkezlerine bakarak geldikleri şehri değerlendirir. Ha, bu ne kadar doğru tartışılır ama genel geçer yargı tam olarak budur. Ben de bunun üzerinden sizlere çarpıcı birkaç örnek vereceğim. Enteresandır ama bakın mesela ben, bir mimar adayı olarak tasarladığım bir evde tüm kullanım alanlarımdan daha çok önem vereceğim tek yer o konutun tuvaleti olur.
Gülümsediğinizi görür gibiyim, hiç aklınıza gelmezdi değil mi bir tuvalete diğer mekânlardan daha çok önem verileceği? Bir düşünün bakalım, ilk kez misafiri olduğunuz bir evdesiniz ve sordunuz “tuvalet nerede?” Size biraz enteresan gelecek olsa da, aslında o ev hakkında ki tüm bilgiyi evin tuvaletinden almanız mümkün! Yine bunun gibi enteresan bir bilgiyi daha paylaşayım sizinle ve asıl konumuza da kapı açmış olalım. Gittiğiniz bir memlekete dikkat edin bakın, o memleketin yolu, size gideceğiniz yer hakkında ipuçları verir aslında. İklimi, insanı, yöresi, hatta geçim kaynakları vs. Örneğin güneyden kalkıp kuzeye doğru yol alan bir yolcu A şehrinden B şehrine giderken, gideceği şehrin iklimi ve diğer özellikleri hakkında pek çok ipucu edinmiş olur. Ama ya geldiği şehirde o ipuçlarına dair bir şey bulamaz da hayal kırıklığına uğrarsa ne düşünür dersiniz?
Türkiye'nin hatta dünyanın dört bir yanından Trabzon'a gelen gerek iç gerekse dış turistleri ele alacak olursak şayet. Durum hiçte iç açıcı değil! Kara yolu kullanarak gittiğiniz ve şehirlerarası terminallerinde indiğiniz her yer sizin için, ilk kez gittiği bir evin tuvaleti gibidir. Orada yalnızsınızdır ve nasıl bulursanız öyle bırakırsınız! Gittiğiniz yer, aklınızdan ilk geçirdiğiniz fikir olarak yer eder hafızanızda ve ne olursa olsun artık o değişmez ya da değişmesi uzun zaman alır. Trabzon otogarı gün içinde binlerce misafiri ağırlıyor ve gelen misafirler burada Trabzon hakkında ilk izlenimlerini yapmış oluyorlar. Genel geçer yargı da budur dedik ya hani ilk izlenim! Artık Trabzon ya da hangi şehirse, o gidilen yer o etiket ile öylece kalır ve gidilen yerde de öyle anlatılır. O yüzden her şehrin otogarı o kentin misafirhanesi niteliğindedir.
Mesela gittiğiniz evin tuvaleti harikulade bir hijyen ile bezeli ise siz de kirletmemeye özen gösterirsiniz, eğer havlu katlanmış bir vaziyette ise siz de katlar yerine o şekilde bırakırsınız. Ama yok zaten pislik içindeyse zahmet etmezsiniz bile! Bu hipotezden yola çıkılarak eğer bir memleketi yolu, bir ocağı tuvaleti ele veriyor ise, olduğumuz gibi görünmek için temiz bırakılacak yerlerimiz malum değil mi? Peki bizim misafirhanemiz olan otogarımız ne âlemde hiç düşündünüz mü? Yani Trabzon'a ilk kez gelen birisiniz ve direk düz mantıkla Trabzon hakkında fikir sahibi olacaksınız Değirmendere mevkisine otobüsle giriş yapıyorsunuz hem de Çömlekçi sahil yolundan! Ne düşünürdünüz?
Otogar'ın tam karşısına denk gelen yerde ünlü ve çok yeni bir plaza var o plazanın hemen sağ yanında bulunan ve ayakta zor duran viran bir yapı var farkında mısınız? Hemen diğer tarafında ise içinde ki demirleri bile görülen başka bir yapı daha, o da zorla ayakta duruyor. Hem de çimento fabrikasının lojmanları bunlar. Artık trajikomik mi dersiniz yoksa hepten gülmelik bayılmalık mı siz karar verin ama şu bir gerçek ki içi muazzam olan Trabzon'umuzun vitrinine daha çok özen göstermeliyiz. Bu ödev sadece şehir plancıları ve belediyenin değil hepimizin ödevidir!