Yer Endonezya Bali adası. Bali adası yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip % 5 inin Müslüman olduğu bir ada. Yaşayanlar daha çok Hintli ve Hinduizm e inanıyor. Yerel rehberle tanışıyorum. Ve Türkçe konuşuyor. Kendi emeğiyle Türkçe öğrenmiş ve Türkiye’yi yakından tanıyor. Hamsiyi bile biliyor. Oda Hinduizm’e inanıyor. Dört tanrıları var. Toplumda 4 sınıfları var. Ama sınıf ölçeği paraya göre belirlenmemiş. Toplumsal sınıflara göre belirlenmiş. Örnek, Çiftçi Asker gibi. Bir çiftçi ne kadar çok zengin olursa olsun sınıfı değişmiyor. Evlilikler bu sınıflar için de yapılıyor.  Farklı sınıflardan biriyle evlenilmesi halinde alt sınıfın statüsüne geçiliyor. Sınıflar arasında birbirine saygı duyma konusunda hiçbir sorun yok. (Kısa bilgiler vermek istedim. Detaysa çok var)

   Adada irili ufaklı 20.000 civarı tapınak bulunuyor. Ayrıca otobüste, arabada, bağda, bahçede her yerde küçük tapınaklar yapıyorlar. İnanışlarını yaşam alanlarının her yerinde kullanıyorlar.  Her fırsatta minnet ve teşekkürlerini iletiyorlar. Orada da lüx ve fakir hayat görüntülerini adanın her yerinde gözlemleyebiliyorsunuz. Turistik anlamda yapılan yatırımlar yüksek. Tarım ve Turizm önemli gelir kalemleri.

    Hintli rehber kendi dünyalarını anlattıkça ben kendimi sorguluyorum. Çevremi sorguluyorum yaşamımı sorguluyorum.  Neler mi anlatıyor… Hem de Türkçe anlatıyor… Bunları kesinlikle yapmayın diyor. Bizim inanışımız 6 şeyi çok önemsiyor diyor.

1-      Doğru Olmak

2-      Dürüst Olmak

3-      Yalan Konuşmamak

4-      Kibirli Olmamak

5-      Yardımlaşmak

6-      Hak Yememek, Adaletli Olmak

 İnandığı din Hinduizm olan birinin söyledikleri bunlar. Devam ediyor. Biz her fırsatta dua ederiz. Dua iyiliktir, dua güzelliktir, dua yaşam şeklidir, dua motivasyondur, dua güler yüzdür diyor. Gezdikçe görüyorsunuz her yerde herkesin yüzünde bir tebessüm var. İnsanların yüzü gülüyor. Orada da fakirlik ve zenginlik var.  Orada da sokak satıcıları var. Gittiğiniz her yerde kendinizi güvende hissediyorsunuz. O konuştukça benim sorgulamalarım derinleşiyor. Sanırım sizde şu an benim aklımdan, gönlümden, beynimden geçenleri düşünüyorsunuz. 

   Şimdi biraz kendimize bakalım,

Neyse ben anlatmayayım, sizde sıkılmayın ve karamsar olmayın. Hep iyi tarafından bakın. İyi olduğunuz ve iyi gördüklerinizi yaşatın. Gerisini susturun.  

Yapmamıza engel olan ne var ki ?

Susturamadığınız ya da sesinizi çıkartamadığınız yanınıza sorun.

NEDEN?