Futbol'un Türkiye'de ki başkenti olarak nitelendirilen Trabzon'da batan bir güneşin ardından yeni bir gündem yaratmak zor olsa da biz hayata kaldığımız yerden devam edelim değerli okurlar. Ama yine de bu konuya değinmeden geçmek bir Trabzonspor destekçisi olarak beni rahatsız eder. Trabzonspor dışında futboldan pek anlamadığımı da itiraf ederek şunu söylemeliyim ki, sorunlarımızı öyle kahvehanelerde, dost meclislerinde veya sosyal ağlarda konuşarak bölünüp bölüştürerek çözemeyiz. Onur, savaş işidir ve o, birlikten doğan güç ile kazanılır. Camiamız başta olmak üzere, taraftar ve tribünler bir olmaktan yoksun, herkes kendi bildiğini okuyor kendi içinde kendiyle çoğalıp savaşıyor. Ben, gerek basın münasebetlerimden gerekse eş dost ile gittiğim Trabzonspor maçlarından keyif alamıyorum. Maçlarda beni en çok düşündüren şey, ne transfer ne puan, ben en çok bu taraftar ayrılığına üzülüyorum. Hayır, bir tezahürat yapılacak; biri yayla havası çalıyor öbürü jazz çalıyor mübarek. Birlik olunsaydı, bu zorlu ve dalgalı havada tek bir kaptan olsaydı, bu kentin güneşi batmazdı. Yolun açık olsun Şenol Abi…
***
Geçtiğimiz hafta yazdığım “Dolmuşa Zam, Öğrenciye Hüsran” isimli köşe yazım ses getirdi. Yazımda, dolmuşlara yapılan zammı kınamış ve etik olmayan bu zihniyetin derhal geri alınmasını istemiştim. Öğrencilerin de desteklediği bu konu Trabzon Büyük Şehir Başkanı Sayın Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nun da dikkatini çekmiş ve konuyu inceleyerek bir itiraz yazısı hazırlamıştır. Bu gelişmeyle birlikte, zam kararı askıya alınmış ve konu bir ileri tarihe tehir edilmiştir bilgilerinize.
Bu konunun peşinde olacağımı tekrar tekrar sizlere hatırlatarak, haksız ve yersiz kazançla hiçbir tarafın kazanamayacağını belirteyim. Örneğin, ilçelerin birçoğundan Trabzon'a seyreden minibüsler öğrenciye indirim uygularken, şehir içi dolmuşların hiç biri bunu uygulamıyor. Sadece, minikler öğrenci sayılıyor ama gurbette okuyan Ali bu hizmetten yoksun. Bir aralar da, tatil günlerinde ve 24.00'ten sonra öğrenci tarifesi uygulanmıyordu ilçelerde. O saatlerden sonra külkedisi misali birden sivile mi dönüyor bu öğrenciler, anlamak güç doğrusu! Neyse ki aşırı tepki gören bu pervasız uygulama geçmişte kaldırılmıştı. Şehir içi dolmuşlarında öğrenci tarifesinin olmayışı, bizim misafirperver Karadeniz kültürümüze kesinlikle ters bir tutum olup asla kabul edilebilir bir davranış değildir.
Dolmuş zamlarında İstanbul'u örnek gösteren şoför esnafımıza sormak isterim mesela; neden işimize geleni kendimize doğru belleriz? İstanbul'da öğrenci ile sivil ücretleri arasında hatırı sayılır bir ücret farkı varken sizin amacınız nedir abiler? Ülke olarak, yediden yetmişe yaptığımız en iyi şey: Eleştiri.
Eleştirmek ve eleştirilmek, başarı adına naif bir meziyettir aslında ama biz bunu hep abartır ve çıkar meselesi haline getiririz. Ne yazık, çok yazık! İnsanımız biraz eleştirilmeyedursun… Hemen bir karşı yanıt, bir alev topu hali, bir kavgadır ki maazallah… Karşılıklı saygıyı ve hoşgörüyü yitirdiğimiz şu zamanlarda varsın dolmuş zamları %100 artsın, varsın benim öğrencim gurbet elde ezilsin bozulsun…
Ama bir laf vardır ki hatta geçenler de yöresel bir sanatçımızın ağzından dinledim bu sözü, şarkı yapmış albümü de çıkarmış hayırlı olsun diyeyim bu vesile ile ona da.
Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner.